Ay: Ocak 2016

Yolun Sonu

Ben bu işe taktım. Şu Akademisyenler Bildirgesi işine. Daha doğrusu onun getirildiği hale. Taktım, sadece Erdoğan taktığından değil. Memleketin hali ve istikbali hakkında çok mühim bir gösterge olduğunu düşündüğümden. *** Dün demiştim ki mealen, PKK’dan söz ederken onu devletin muadili olarak konumlarsanız, PKK’ya –başka türlü asla yapılamayacak kadar büyük bir– iyilik yapmış olursunuz. Dedim ama

PKK’yı Devlete Eşitlemek

Malum zat ve korosunun anlayabilecek zihni donanımları yok, artık besbelli. Ben size hatırlatayım. Biz gençken çok durulmuştu üstünde, terörle mücadelenin en önemli enstrümanlarından biri lisandır. O uzun tartışmalardan kalan tortuyla PKK’ya PKK demiyor, terör örgütü diyorlar mesela. Sadece o kadarını akıllarında tutabilmişler işte. Hoşgörün siz onları, kapasiteleri bu kadar. Lisan her alanda mühim elbette. Terörle

Kırmızı Pabuç

Etyen Mahçupyan, “Erdoğan fikrini değiştirse, bugün söylediklerinin tam tersini savunacak bir amigo sürüsü var” demiş (http://www.aksam.com.tr/yazarlar/etyen-mahcupyan/baskanlik-ve-duzeysizlik/haber-480009). Ne kadar şanslı… Mahçupyan, diyorum, ne kadar şanslı… Uluorta ortalığa savrulan laflara fikir muamelesi yapabilecek kadar aklını yediği için, ne kadar şanslı. *** Galiba Gülse Birsel’in bir dizisinin Burhan diye bir karakteri varmış. Burhan’ı yatağın üzerinde pijamalarla “cingıl bells”

Liberaller ve AKP

Can Paker, “liberalim diyenler AKP’yi destekleyenlerin yanında olmalı” demiş (http://www.haberturk.com/gundem/haber/1179217-liberalim-diyenler-ak-partiyi-destekleyenlerin-yaninda-olmali). Seçim sonuçlarına bakıp, “toplumun yarısı Erdoğan’ın otoriter olduğunu düşünmüyor” filan gibi manasız neticeler çıkarması bir yana, kendince tutarlı bir açıklaması da var. (Sözünü ettiğim çıkarım neden manasız? Diyelim Erdoğan’a oy verenlerden birinin oğlu polisti ve Güneydoğu’da öldü. “Erdoğan’a oy vereceğim çünkü oğlum ölsün istiyorum” diye

Kriz ve Savaş

Soner Yalçın geçenlerde 2016 yılının falına bakmış (http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/soner-yalcin/2016-1025323/). İlginç tespitler var ama biri bence çok manidar: İsviçre ve Finlandiya referanduma giderek herkese eşit maaş vermeyi halkına soracak diye tahminde bulunmuş. Soner Yalçın’ın elinde belki de bir malumat vardır, bilmiyorum. Ama yazının gidişinden hissettiğim kadarıyla, bu sadece bir fantezi. Herhalde böyle bir referandum olmayacak. Zaten olup

Hitler Mevzuu

Bilenler bilir, Erdoğan’ın işlerine –neticelerine bakıp– “uy anam ne akıllar” diyenlerden değilim. Birçok durumda, hasıl olan neticelerin hiç de öngörülmediğini düşünüyorum. Ama bu Hitler mevzuu farklı. Bu konuda ben de, birçok kişi gibi, hesaplı kitaplı bir iş yapıldığı kanaatindeyim. İçeriye “Başkanlık deyip duruyorum da anlamıyorsunuz ya, işte Hitler gibi bir şey yani” dendi, dışarıda oluşabilecek

Çiller Başkan Olsun

Dünden devam edeyim… Çiller seçim meydanlarında “bugüne kadar en çok teröristi ben öldürdüm” diye bağırırken gülünebilirdi. “Eh, öldürdüğün her bir vatandaşının anası, babası, kardeşleri şimdi devlete düşman. Ne yapmış oldun?” filan denebilirdi. Dedik zaten. Şimdi, aradan bunca yıl geçip aynı noktaya gelince… 2015 bilançosu diye önümüze 1300 teröristin öldürüldüğü konunca… Hâlâ gülünebilecek şey bulunabilir mi?