Ay: Ocak 2012

Birlik ve Beraberliğe Bu Kadar İhtiyacımız Varken

Hani Ankara Savaşından sonra Timur’un Bayezid’e “Allah dünyayı senin gibi bir kör ile benim gibi bir topala bırakmış” dediği rivayet edilir ya, Türk futbolunun şimdilerdeki hali daha acıklı. Aydınlar ile Demirören’e kalmış, ne diyeceksiniz. *** Birisi Federasyon Başkanı olduğu günden beri sızlanıp duruyor. Bize teklif ettiği reçete az çok belli: Bir ölçek görmezden gelme, bir

Şeytan İşi

Hıristiyanlık Avrupa’ya hicret ettiğinde, bir yığın mahalli inanç unsuruyla bir bulamaç haline getirildi —hep öyle olur. Mesela Hıristiyanlığın kadınsızlaştırılması da o süreçte gerçekleşti. Bilmem artık o süreçte eklenen şeylerden biri miydi, yoksa bu topraklardan ihraç edilen malzemenin arasında mıydı, Avrupa Hıristiyan kavrayışına göre iyi özne kötülük, kötü özne iyilik yap(a)maz. Şu meşhur Şeytan Paradoksu da

Sayıklıyorlar mı, Ninni mi Söylüyorlar?

Şöyle konuşuyorlar (mealen): “Erdoğan Dink’in asıl katillerini neden korusun? Dink cinayetinin arkasında olduğu vehmedilen odak Ergenekon değil mi? Dink’i öldürterek (ve başka menhus işler işleyerek) aslında Erdoğan’ı düşürmek için lazım gelen iklimi tesis etmeye çalışmıyorlar mıydı? Tam suçüstü yakalanmışlarken Erdoğan onların yakasını neden bıraksın?” Bu hesapça, ya mahkeme heyeti haklı, cinayet bir örgüt işi değil,

Devlet Sırrı

İsmet Özel “Telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum / çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir / devlet sırrıyla birlikte insanın / sinematografik bir hayatı olabilir” demişti, bir şiirinin bir yerinde. Şimdilerde, sinematografik bir hayat hayali bile kuramayacak bir grup ahmaktan, sinematografik bir ölüme çoktan fit olmuş bir vasıfsızlar güruhundan mamul bir çete,

Temel İsnat Hatası

Wikipedia’nın şöyle bir faydası da var: Türkçe karşılığını bilmediğim teknik bir terimi Wikipedia’da arıyorum. Genellikle buluyorum. Sonra Türkçe sayfaya geçiyorum. Türkçe sayfalar genellikle pek doyurucu olmasa da, hiç değilse başlıktan, terimin Türkçe karşılığını öğrenebiliyorum. Teknik jargon, ne de olsa, her zaman kelime kelime tercüme etmekle elde edilemiyor. Fundemental Attribution Error kavramı için de aynı şeyi

Perdenin Sakladığı Savaş

AKP’ye yakın bazı dostlarım, Başbuğ’u tutuklayanın hükümet (yani yürütme) olmadığını, yargı olduğunu söyleyip, beni ikaz ettiler. Onlara göre, Erdoğan Başbuğ’un tutuklanmasından rahatsız olmuş olmalı. Başbakanlık koltuğunda oturan, yani her depremde kaybedecek en çok şeye sahip olan bir adam, ne demeye başka birçok sarsıntıyı tetikleyebilecek böyle bir olaya hevesli olsun ki? Haklılar. Ama yine de iki

Asker

Türkiye’de sadece iki Türkiye yok, birçok Türkiye var. Bir yanda İzmir, diğer yanda Konya varmış, bütün ülke de arada gerilip duruyormuş gibi yapılıyor. Sanki Trabzon mesela, çokça Konya, biraz da İzmir’miş gibi… Erzurum, Bursa, Antalya, sanki hep bir doz İzmir, bir doz Konya’ymış gibi… Değiller. Hepsi kendisine benziyor. İyi ki öyleler. Anadolu, bir manada, koskoca

Anayasa Yapıyormuşsunuz

Cemil Çiçek toplumun Anayasa yapımına yoğun bir biçimde katılmaya başladığını söylemiş. Aşk olsun yani. Bir haber verseydiniz, birlikte katılırdık. *** Madde madde gideyim. 1. Anayasa yapımına toplumun katılımı mühim. Bu hususta AKP ile mutabık olduğumuz anlaşılıyor. Nereden anlaşılıyor? Benim önemsediğimi ben biliyorum. AKP’nin de önemsediğini ise, mesela Çiçek’in önceki mızırdanmalarından, şimdi de toplumu gaza getirmek

PKK TSK’ya Ne Vakit Eşitlendi?

Uludere’de otuz beş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı devletin silahlı kuvvetleri tarafından öldürüldü. Meselenin teferruatını biliyorsunuz. İşyerinizde, kahvelerde tartışmışsınızdır muhtemelen. Eğer sosyal medya memleketin haletiruhiyesini iyi kötü yansıtıyor ise, görünen o ki, tartışırken üç pozisyondan birinden konuşmuşsunuzdur. Belki devlete sövmüşsünüzdür. Öyle ya, örgüt üyesi olmayan sivillerin böyle sorgusuz sualsiz öldürülmesi, devletin bölgede yaptığı diğer işlerdeki mantığını da