Çocukken çok arkadaşım olmadı. Arkadaşlara zaman ayırmayı zorlaştıracak kadar kalabalık bir ailede büyüdüm. Aralarında çok sayıda akranım vardı. Akranlarımdan çok benden büyüklerle bir arada olmayı seviyordum, onlar daha da çoktular. Kendimi bildiğim andan itibaren çok kardeşim vardı —çok şükür. Akranlarım ve benden az daha büyük olanlar, arada sırada askercilik oynarlardı. Sinemada bir savaş filmi seyretmişlerse,
Elastisite, esneklik kelimesi ile karşıladığımız bir kavram. Üzerine bir kuvvet uygulandığında kuvvetin büyüklüğüne ve istikametine uygun bir biçimde şekil değiştirme, kuvvet ortadan kalktığında ise eski şekline dönme kabiliyetine esneklik diyoruz. Bir futbol topunu mesela, sıkıştırdığınızda küre formunu kaybeder, şekil değiştirir. Uygulanan kuvvete eşdeğer enerjiyi depolar ve sıkıştırma ortadan kalktığında, depoladığı enerji vasıtasıyla eski küre formuna
Obama’nın da Erdoğan’ı aldatmış olduğunu, geçen hafta zat-ı şahanelerinin kendi ağzından işittik. Başını Gülen’in çektiği listeye, PKK, Barzani ve daha bir yığın özneden sonra Obama da ilave oldu. Şimdiden söylüyorum, Putin ve ÖSO da Erdoğan’ı aldatıyor. AL-DA-TI-YOR. Yani ömrümüz varsa, üç vakte kalmadan, “ama Putin beni aldatmış, ÖSO beni aldatmış” laflarını işiteceğiz. Yanındaki çete, “ah
Macaristan I. Dünya savaşını kaybettikten sonra topraklarının yarısını Romanya’ya kaptırmış. Kısa süreli bir komünizm deneyinden sonra, savaş kahramanı bir Amiral, Kralı geri getirme iddiasıyla ordu toplayıp komünistleri devirmiş ve lakin Kralı da getirmemiş. O günlerde şöyle bir espri dolaşıyormuş Macaristan’da… Cornell Hull Başkan Roosevelt’e Macaristan’ın Birleşik Devletlere savaş ilan ettiğini ilettiğinde Roosevelt sormuş “Macaristan? Macaristan
Başka yerlerde de var ama ben Gazete Duvar’dan aktarayım, Ankara Valiliği Sadece Diktatör adlı oyunu yasaklamış (https://www.gazeteduvar.com.tr/kultur-sanat/2018/01/22/ankara-valiligi-sadece-diktator-oyununu-suresiz-yasakladi/). Habere göre, Ankara Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, oyuna tepki gösterilebileceği ve provokasyonlar yaşanabileceğine dair değerlendirme yapıldığı belirtilmiş. Oyunun gösterimiyle ilgili sosyal medyada paylaşımlar olduğu aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verilmiş: “Söz konusu paylaşımlarla, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep
Bildiğiniz fıkradır, ama tekrarlayayım. İki arkadaş yıllar sonra karşılaşmışlar. Sohbetin bir yerinde biri diğerine “yahu”, demiş, “senin güzel bir kızın vardı, ne yapıyor şimdi?” Diğeri “oh, çok iyi,” diye başlamış. “Genç ve yakışıklı bir patronu var, onun özel sekreterliğini yapıyor, sık sık iş seyahatlerine çıkıyorlar, birinci sınıf uçuyor, beş yıldızlı otellerde kalıyorlar, patronu ona bir
Vaktin birinde, şimdi AKP milletvekili olan biri, uzun uzun Theodore Roosevelt’i anlatmış, Erdoğan’ın “tıpkı Roosevelt gibi” olduğunu iddia etmiş, sonra da “e Amerika’da olur ama Türkiye’de olmaz değil mi” diye kendi sorup kendi cevaplamış, “kemiksiz aşağılık kompleksisiniz” diye bağlamıştı. Kendisi Roosevelt’e hayrandı, demek ki herkes hayran olmalıydı, demek ki ben de hayrandım. Ama Erdoğan’a karşıydım
Şükrü Hanioğlu Sabah’ta, bir buçuk ay kadar önce şöyle şeyler yazmıştı (https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2017/12/10/sistemin-icini-doldurma-uyum-yasalarini-tartismaya-acma). Yazı, son paragrafa kadar, her cümlesine katıldığım ve yarından fevkalade endişeli olmamı haklı kılacak bir yığın tespit barındırıyor. Son paragrafta tahmin kipiyle dile getirilen “Bu önemdeki bir konunun gündemde neredeyse yer almamasını açıklayabilmek zordur. Sistem değişikliğine giden bir toplumda onun içinin doldurulması alanında müşahede edilen ilgisizlik muhtemelen ‘sistem’
CHP, üzerine düşünülüp yazmaya değecek bir aktör gibi görünmüyor… İdi… “Bir büyük marifet sergilendi, CHP’ye dair her bir şeyi yeniden gözden geçirme ihtiyacı hâsıl oldu” filan gibi bir vaziyet yok. Ama çorak ovanın bir yerlerinde buz kalktı, toprak görünür gibi oldu. Veya, herhangi bir hayatiyet belirtisi göstermeyen hasta, gözünü mü kırptı, ne! Yine de CHP
Dün The Guardian’da bir yorum yayınlanmış, Işık işaret etti (https://www.theguardian.com/commentisfree/2018/jan/16/jobs-left-automation-power). Bazı ifadeleri cımbızla seçip, bendeki karşılıkları üzerine gideceğim, bence siz hepsini okuyun. Ortada gizlenemez bir sosyal kriz var ve ona bir cevap üretilmesi lazım. Kriz o kadar büyük ki, devletten daha küçük boyuttaki öznelerle ona cevap üretilmesi zor. Krizin görünen semptomlarından biri işsizlik ve kalıcı