30 Yılda

Bir sorum var: Sizce Türkiye, Irak ve Suriye’ye dağılmış Kürtler, böyle üç ayrı bayrak altında, birbirinden ayrı yaşamayı ne kadar sürdürecek?

Bu soruyu otuz yıl önce sorsaydım –başım fena halde derde girerdi, o ayrı– alacağım cevabın “ilelebet” benzeri bir şey olması hiç garip karşılanmazdı. Ama otuz yıl önce galip ihtimal olarak görülen cevap, bugün, belki de en az inandırıcı olan cevap. Artık hepimiz öyle veya böyle hissediyoruz ki, bölgede sınırlar er veya geç değişecek. Başka değişimler de olabilir ama büyük ihtimalle, en azından üç ülkenin Kürtleri aynı siyasi entitenin uyrukları olacak.

Artık soru Kürtlerin ayrı bayraklar altında yaşamayı ne kadar sürdüreceği sorusu değil. Kürtlerin kendileri bile tok bir sesle dile getirmeseler de, artık soru, Kürtlerin hangi bayrak altında hayatlarını sürdüreceği…

***

Çözemeyeceği bir problemle karşılaştığında onun hakkında konuşmamayı tercih eden, konuşulmasını yasaklamakla problemin çözüleceğini ümit eden bir toplumuz. Böyle bir gelenek icat ettik. Dolayısıyla böyle yakıcı soruları küt diye sormanın ne manaya geleceğini pekâlâ biliyorum. Kaldı ki, konuşulmasında fayda olmayan şey hakkında susulması çok sağlıklı bir tutum da olabilir diye düşünüyorum. Yine de bu soruyu dile getirmeyi daha çok ertelememeye karar verdim.

Çünkü…

1 Kasım seçimlerinden sonra –sandık sonuçları ne olursa olsun– önümüze düşecek olan düğümün, üç ülkenin Kürtlerinin ne yapacağı hakkında karar verilmeden çözülemeyeceğini hissediyorum. (İran Kürtlerini hesaba katmıyorum, çünkü haklarında herhangi bir kanaatim yok. İlaveten, diğer üç ülkenin Kürtlerinin de İran Kürtleri hakkında çok da hassas olmadıkları gibi bir hissiyatım var. Dehşetli ölçüde yanılıyor olabilirim.)

***

Belki de Türk’ün Türk’e propagandasının bendeki tortusudur, bilmiyorum, ama bana öyle geliyor ki Türkiye’nin Kürtleri, Irak ve Suriye Kürtlerine kıyasla, sosyal, iktisadi ve kültürel olarak, Kürtlerin geleceğini tayin etmekte merkezi bir rol oynayabilecek donanıma daha çok sahipler. Yani Irak ve Suriye Kürtleri Türkiye Kürtlerini izleyebilir gibi geliyor bana. Yanılıyorsam, öyle değillerse bile, aklı başında herhangi bir devlet, kendi Kürtlerinin diğerlerine öncülük edecek kıvama gelmesi için çaba harcardı bana kalırsa.

Aklı sıra bölgenin kaderini değiştirmeye talip olanların yapıp ettiklerine, aklı sıra milliyetçilik taslayanların hayallerine bakınca… Galiba otuz yılda ne kadar çok şey değiştiğinin farkında olan pek az kişi var.

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin