58 – 42
Tescilli markasıyla RTE, referandum akşamı kazananın demokrasi olduğu yolunda laflar ederken de alkışlandı. Ama “bir muhalefet lideri referandum öncesinde ‘bu bir güven oylamasıdır’ demişti, şimdi bu neticelerden sonra ne diyecek” dediğinde aldığı alkış, daha önceki ve daha sonraki alkışlar ile kıyaslanmayacak kadar coşkuluydu.
“Bugün imtiyazlarını korumak isteyenler değil, toplumun adalet talebi kazandı” dediğinde ise benzer bir coşku yoktu. Hâlbuki hedef aynıydı. Artık bilmem, şifrelendiğinde mesaj mı alınamadı yoksa yorgunluktan mı… Belki de, “bitse de maça yetişsek” diye düşünülmeye başlamıştı.
RTE bu referandumla HSYK’da ne kadar az şey değiştiğinin dökümünü yaparken ise heyecan iyiden iyiye kayboldu. Anlamak zor değil, Ramazan demeden, bayram demeden koşuşturup durmalar bu kadar küçük bir şey için miydi? Sisteme ve imtiyazlılara şöyle okkalı bir Osmanlı tokadı indirilmemiş miydi?
***
AKP İl Merkezinde RTE’yi alkışlayanları heyecanlandıran şey ile sandıkta Evet tercihi yapan yüzde 58’i heyecanlandıran şeyin aynı olduğunu zannediyorum. Sittin senedir değerlerini ve dolayısıyla kendilerini aşağılayanların canını yakmaktan başka, neredeyse hiç bir şeyi umursamıyorlar.
Ahalinin demokrasiden filan anlamadığını, öyle gâvur icadı şeylere pek de hevesi olmadığını söylemiyorum. Beni bilen bilir, ahalinin asıl talebinin demokrasi olduğunu, üstelik bunu hak ettiğini söyler dururum.
Demem o ki, Türkiye’nin bugün geçen haftadan daha demokratik olduğuna inanan birileri varsa, pek küçük bir azınlıklar. Çoğunluk demokrasi laflarına itibar etmiyor. Çünkü pazardaki mevcut satıcıların her birinin üst sıraya dizdikleri pırıl pırıl demokrasilerin altında, kendilerine kazıklanmak üzere nelerin saklandığını biliyorlar. Yani pazarda demokrasi satan kimse yok ve ahali de bunun farkında. Onlarca yıl boyunca, demokrasi kelimesini dillerinden düşürmeyenlerin onu iğfal etmek için en önde koştuğuna şahit oldular.
Şimdilerde durum farklı değil. Gerçi RTE, evet, son derece demokratik bir tavra sahipti referandum gecesi. Ama geçen seçim gecesinden biliyoruz ki, bu bir gecelik bir şaşkınlıktan ibarettir. Tez vakitte aslına rücu edecek, hem mağdur hem mağrur olmayı bir biçimde becerecektir. Demokrasi filan gibi musibetleri kendi partisinin kapısından bile sokmayacaktır, söz temsili.
***
Muhalefetin daha çok yorulmayı, mesela bugünden tezi yok sokağa çıkıp Evet diyenlerin neye Evet dediğini anlamaya yarayacak araştırmalar, çalışmalar yapmayı göze alması lazım. Muhalefet dedimse CHP’den söz ediyorum. Çünkü bu “canımı yakanın canını yakayım” oyununda MHP’nin yeri yok. O başka bir klasmanda, Kürtçülükle yarışıyor.
Peki, CHP böyle bir iş yapacak mı? Muhtemelen yapmayacak. YSK’nın bilgisayarlarının belirli bir neticeyi vermek üzere programlandığını iddia ederek filan, daha yapılmadan referanduma şaibe düşürmek gibi dâhice taktiklerden fazlasını beklemenin manası yok. Gerçi referandum yüzde 53 ile değil, 58 ile neticelendi ama biliyoruz ki CHP için fark etmez.
Referandum neticelerinin iki saate alındığı bir ülkede, eğer hâlâ sandık başındaki görevlilerin postayla gönderdiği sandık neticelerinin parti genel merkezine ulaşmasını bekliyorlarsa, buna bile şaşmazsınız yani. Şu mahut 42 puanın kendi fedakârca çabalarının neticesi olduğunu zannederlerse hiç şaşmasınız.
Cemalettin N. TAŞCI