6-7 Eylül

Sayın Erdoğan, anladığım kadarıyla, 6-7 Eylül olaylarını gündeme getirerek, Devlet hakkında demek istediklerini demiş. Bu hususta söylemek istediklerimi kısa paragraflar halinde özetlesem bile, geride birçok şey kalacak. Yine de başlayayım.

Öncelikle, Sayın Erdoğan’ın tespitinin, karşısında mevzilenmiş olanların bir bölümünü zor durumda bırakan bir tespit olduğunu teslim etmemiz lazım. Bazılarının, daha önce dile getirdikleri görüşleri sebebiyle, en azından Erdoğan’ın bu tespitine karşı çıkmaları müşkül görünüyordu. Benim gördüğüm kadarıyla, bu müşkülatın hakkından alınlarının akıyla geldiler. Erdoğan’ın tespitine, şartsız destek verdiler. Ancak Erdoğan’ın doğrudan Devleti hedefe yerleştirdiğini, bazılarının ise bu fırsatı da heder etmeyip, yine millete ateş ettiklerini atlamayalım.

Bu topraklarda yaşayanların arasında bir yığın faşist, bir yığın ahlaksız, bir yığın hırsız, bir yığın uğursuz elbette var. Her milletin içinde olduğu gibi… “Bir fırsat çıksa, şu Rumları defetsek de mallarına mülklerine el koysak” diye düşünen bir yığın insan da yaşamıştır herhalde. Ama 6-7 Eylülü onlar yapmadılar. 6-7 Eylülü onların, “6-7 Eylülü yapsınlar” diye seçip vazifelendirdiği birileri de yapmadılar. 6-7 Eylülü yapanlar milletten yetki almışlardı, ve fakat 6-7 Eylülü yapmak için yetki almamışlardı.

Kalabalık ile toplum arasında çok mühim bir fark var. Gençliğinde herhangi bir mitinge katılmış olanlar pekâlâ bilirler ki, kalabalık, insanın toplumun bir üyesi olarak yapmayı asla göze alamayacağı şeyleri yapmasına vesile olabilir. Kalabalığı meydana getiren fertlerin mensup olduğu milletten bağımsız bir dinamiktir bu. İngilizler de galeyana getirildiklerinde, rakip takımın taraftarlarını öldürebilirler. Suç anonimleşince, işlemek kolaylaşır. Ve herkes için kolaylaşır. Yine miting hatıraları olanlar bilirler ki, kalabalıklara sığınarak muazzam cürümler işleyenler, genellikle yağma gibi şahsi menfaatleriyle hareket etmezler. Aksine, kendilerini büyük bir sosyal ülkü için feda etmeyi göze almışlardır. 6-7 Eylül’ü, sokakları yağmalayanlar yapmadı. 6-7 Eylül bir Devlet Projesi, Devletin bir projesiydi. 6-7 Eylülü yapanların yeknesak bir toplum hayalleri vardı. Sermayeyi millileştirmek gibi hayalleri vardı. Bir tek taşla başka bir yığın kuş düşürmeyi de hayal etmişlerdi.

Bu hayaller laf olsun diye kurulmamıştı. Zengin ve başarılı toplumlar daha önce yeknesaklaşmış, sermayelerini millileştirmişlerdi. Zenginliğin ve başarının simyacıları, zenginlik ile yeknesaklık arasındaki korelasyondan fena halde büyülenmişlerdi. Mucizevî formülü elde ettiklerinden emindiler. 6-7 Eylülde yurtlarından edilen Rumların ve Ermenilerin kaçtıkları ülkelerde de benzer şeyler yaşanıyordu. Çünkü dünyanın her yeri simyacılarla doluydu. Ve çünkü dönemin cari formülü yeknesaklaşma ve sermayenin millileştirilmesi idi.

O dönemin simyacılarını bugünün simyacılarından ayıran yegâne fark, ellerindeki formülün farklı olmasıdır. Yoksa bir formülün mevcut olduğu, bunun ele geçirilebileceği, tatbik edildiğinde de tuttuğumuzun altın olacağı inancı bugün de aynı ölçüde yaygın.

6-7 Eylüller yanlıştır. Çünkü simyacılık yanlıştır. Mesele belirli bir simyacının elindeki formülün yanlış olmasından ibaret değil, bir formülün mevcudiyetine iman etmiş olmak yanlıştır. Şu da var ayrıca, kazara bakırı altın yapmanın bir formülünü bulsaydık, göz açıp kapayana kadar geçecek bir süre sonra, altını bakır yapmanın bir formülüne ihtiyacımız olacaktı. Türkleri Fransız yapmanın bir yolu olsaydı da aynı…

Tekrarlayayım, yeknesaklaşma yanlıştır, sermayenin millileştirilmesi amacıyla topluma müdahale edilmesi yanlıştır. Ama asıl önemli olan yanlış daha derinde: Devlet marifetiyle bir toplumun tanzim edilebileceğine, bu tarzda tanzim edildiğinde bir toplumun zengin ve başarılı olabileceğine duyulan simyacı imanı yanlıştır.

6-7 Eylülü projelendirmiş olanların, her şeye rağmen bir mazereti vardı. Dönemin ruhu, Devlet eliyle muntazam toplumlar imal edilebileceği kanaatini besliyordu. Bugünün simyacılarının ise böyle bir mazereti yok.

Cemalettin N. TAŞCI

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin