Âlemin Hali, Bizim Halimiz
NNT Black Swan’da bir besi hindisi misali vermişti. Hindi, kendisinden hiçbir şey beklemeden her gün onu yemleyen, sağlığı ve semirmesi konusunda son derece hassas olan besicinin eşsiz bir dost olduğu kanaatine ulaşabilir —eğer geçmiş veriyi değerlendirip netice çıkaracak kapasitesi olsa… Üstelik bu kanaat, her gün, yeni veri eklendikçe, pekişir de…
Ama…
Şükran Günü geldiğinde…
Kıssadan hisse: Geçmiş hakkındaki veriler, karşılaşacağımız olağandışı durumları tahmin etmekte hiç işe yaramaz.
Antifrgality’de ise işe tersinden bakıyor. Mesela geçmiş verileri nasıl değerlendirirseniz değerlendirin, Facebook’un performansını —gerçekleşmeden önce— tahmin edemezdiniz.
Demiş oluyor ki, âlem iki ayrı kategoriden mamul: (a) Derlediğiniz sayısız olumlu verinin gizlediği felaketler ve (b) derlediğiniz sayısız olumsuz verinin gizlediği olağanüstü fırsatlar. Âlem iki ayrı kategoriden mamul ama her ikisinin ortak noktası var: Geçmişe dair verilerden yola çıkarak ne felaketleri ve ne de fırsatları öngöremezsiniz.
Âlemin, birbirine tezat iki ayrı kategoriden mamul olduğu fikrine katılıyorum —birisi İkinci Kanunun, ötekisi ise evrimin hükmettiği iki ayrı kategori… Her iki kategoride de eğilim analizlerinin tayin edici olayları tahmin etmekte hiç işe yaramayacağına da katılıyorum.
Dahası…
NNT’nin yazıp çizdiklerinin asıl ana fikrine katılıyorum: Mesele âlemin böyle olması değil. Mesele, bizim, âlemin böyle olmadığını varsayarak davranıyor olmamız. Âlemin böyle olmamasını temenni ediyor, temennilerimizi gerçeklik yerine koyuyor, ona göre davranıyor, sonra Şükran Günü geldiğinde de “ulan bu olmayacaktı, bunu bize kim yaptı” diye celalleniyoruz.
Dedelerimiz bizim gibi değildi. Çoğu değildi. Bugün çoğumuz böyleyiz. Böyle olmak bize öğretiliyor. Biz de başkalarına öğretiyoruz.
***
Erdoğan mesela, Facebook kategorisine ait bir fenomen. Demirel veya Özal gibi… Hepsi seyrek rastlanan vakalar. Hepsini anlatan bir tek hikâye yazabilsek, Facebook yapmanın, Erdoğan veya Özal olmanın formülünü bulmuş olmanın heyecanıyla yazıp rahat edeceğiz. Yazamıyoruz. Her biri için ayrı ayrı hikâyeler yazıyoruz. Bir başkasının yapılabileceği ihtimalini gözlerimizden gizleyecek hikâyeler…
Eh, bir başkasının yapılabileceği ihtimali olduğu gerçeğini görecek kimse olmayınca da…
Kehanet kendisini doğruluyor.