Bugün Seçim Olsa

Havada yine anket kokusu var. Yandaş medyayı pek takip etmediğim için bilemiyorum, onların yayınladığı anketler herhalde AKP için müjdelerle doludur. Benim gördüklerimin çoğunda, ilk seçimde CHP kim bilir kaçıncı zaferine ulaşacak, AKP ise —geçen sefer olmadıysa bu defa kesin— fena halde hezimete uğrayacak. Üşenmesem, mesela 2005 veya 2006 yıllarında yayınlanan anketleri bulsam… Lüzum yok, anladınız siz onu.

Yıllar yılı anketler tasarladım, uyguladım, değerlendirdim. Bu işe başladıktan sonra birkaç yıl geçmeden fark ettim ki, ufukta sandık görünmemişken, seçim tarihi ilan edilmemişken yapılan anketlerde “bugün seçim olsa kime oy verirsiniz” sorusu manasızdır. Daha doğrusu, bu soruya verilen cevapların dağılımı başka birçok şey söyleyebilir ama seçimin nasıl neticeleneceğini söylemez.

Uzağa gitmeye lüzum yok, kendinizi anket uygulanan denek yerine koyun. Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz?

Şöyle bir ipucu, anketlerin böyle dönemlerde neden yetersiz kaldığını açıklayabilir belki: Seçim, partiler için bir tür IQ testi değil, matematik imtihanı filan gibi bir şeydir. Daha doğrusu, pek çok dersin notunu ihtiva eden bir tür karnedir, ama şimdilik matematik imtihanı metaforuyla idare edebiliriz. Karne mevzuu Perşembeye kalabilir.

IQ testlerine ne zaman girerseniz girin, eğer test doğru bir testse, az çok aynı skoru verir. Çünkü zekânız zamanla büyük bir değişkenlik göstermez. Hâlbuki matematik bilginiz, sizin çalışmanıza bağlı olarak değişir. Dolayısıyla, matematik imtihanına çalışmadan girerseniz düşük bir not alırsınız, çalışıp girerseniz yüksek.

Eh tabii, matematik imtihanına girmeden önce, aylarca tarih çalışırsanız ne olacağını tahmin etmek de müşkül değil.

***

Yayınlanan anket sonuçları sizin tarafı yükseliyor gösteriyorsa mutlu oluyorsunuzdur. Düşüyor gösteriyorsa, inanmasanız bile bir şüphe düşüyordur içinize. Sizin için teşvik oluyordur bir nevi. Yani, bu haliyle anketlerin hiçbir neticesi olmuyor değil. Ama bu neticelerin arasında, siyasi parselasyon hakkında bir fikir vermek yok.

O fikri de ben vereyim size: AKP, CHP ve MHP’nin her biri sadece birkaç puan gevşemiş durumdalar. AKP 2007’de fazla şişmişti, biraz daha fazla gevşemiş olabilir. Eğer bu partilerden biri tarafından kayda değer bir değişiklik yaratılamazsa veya pastaya merkez sağın da yeniden ortak olmasını sağlayacak bir hamle gerçekleşmezse, muhtemelen herkes yeniden yerine dönecektir. Olsa olsa CHP, MHP’ye birkaç puan kaybedebilir.

***

Peki, kayda değer bir değişiklik yaratılabilir mi? 1999 öncesinde, seçmenin üçte birinin yer değiştireceğini söylediğimde kimse inanmamıştı. Muhtemelen demokrasi tarihinde benzeri görülmemiş bir haldi, oldu. 2002 öncesinde seçmenin yarısı yer değiştirecek diye tahminde bulundum. “O kadar da değil” dendi. İmkânsız gibi görünse de gerçekleşti. 2010 veya 2011’de de pekâlâ benzeri yaşanabilir ama mevcut aktörler böyle bir kayma için sebep yaratabilecek gibi de görünmüyor yani.

Herkes hangi dersten zevk alıyorsa sadece onu çalışıyor. AKP mağdurluk ezberi yapıyor. CHP parti disiplini testleri çözmekle meşgul. MHP ise Kürt’ü olan Kürtlüğü olmayan imkânsız Türkiye projesini çizip duruyor harıl harıl.

Cemalettin N. TAŞCI

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin