Koalisyon ve İstikrar

1977 seçimlerinde, ODTÜ’de öğrencilerin rey kullandığı sandıkların birinden bir rey çıktı. AP, DP, MHP, MSP gibi yekûn sağ partilerin altına mühür basılmış, yetinilmemiş, pusulanın altına “ben zaten koalisyon istiyorum” diye not düşülmüştü. Neticede rey geçersiz sayıldı ama bir tek o rey sahibinin talebi gerçekleşti.

Paradoksal bir durum değil mi? Geçerli rey kullanan milyonlarca insan var, istedikleri olmuyor. Geçersiz olacağını baştan bildiği bir reyi kullanan birinin istediği oluyor. Böyle demokrasi mi olur?

***

Bugüne kadar bize muhtelif korkular pazarlayarak iktidar olmuş olan AKP’nin şeytanları bitince, şimdi piyasaya koalisyon şeytanı sürüldü. İşe yarar mı? Yarar. Ahali koalisyondan korkar. Koalisyon tecrübeleri kötü çünkü.

Ama…

Koalisyon şeytanı diğer şeytanlar gibi değil. Onun arkasına saklananı zayıf gösterir. AKP de zayıfladı zaten. Derinliği kayboldu. Yine yüzde 50 AKP’ye rey verebilir ama artık bu reyler eskisi kadar gönüllü, inanmış, gözükara değil. Ayrıca, ahalinin kötü koalisyon tecrübeleri var ama tek parti tecrübeleri de pek iyi değil.

Ahali neyse ne. Bana gelince… Ben rey kullanmam. Yine kullanmayacağım. Çünkü ben koalisyon istiyorum. Kim kimle yaparsa yapsın ama koalisyon olsun. Çünkü benim temel derdim, kudretin aşırı merkezileşmesi. Aşırı merkezileşmiş kudret, kudretten başı dönmeyeceğine en çok güvendiğim insan olan babamın elinde olsa, yine karşıyım. Şimdi AKP koalisyonu öcüleştirdiği için, sırf AKP’ye muhalefet olsun diye böyle söylüyor değilim. Hep böyle düşünüyordum ve böyle söyledim. “Ama koalisyondan çok çektik” diyenlere de hep şöyle cevap verdim: Bir masanın etrafında bir araya gelip efendice kudreti paylaşabilecek kadar olgunluk sergileyemeyen heyetlerin herhangi birine memleket tek başına emanet edilebilir mi?

Sonra bir de sandık vardı hani! Her şeyi kendisine sormamız istenen, kerametine iman etmemiz, önünde secde etmemiz istenen sandık… 1999’da sandıktan koalisyon zarureti çıkmıştı. Neden saygısızlık edilecek bir şey oluyor sandık, içinden koalisyon çıkınca?

***

8 Haziran’da sandıktan koalisyon zarureti çıkar mı? Bir ihtimal çıkar. Parlamentoya girme ihtimali olan dört partinin herhangi ikisinin kuracağı koalisyon memleketin başını belaya sokar mı? Sokar. Türkiye istikrarsızlaşır mı? İstikrarsızlaşır. Döviz, faiz fırlar mı? Fırlayabilir. Ahalinin kredi borçları ve saire problem halini alır mı? Alabilir.

Eee?

Biz öğrenciyken, imtihan tarihi belli olduğu halde son güne kadar çalışmazdık. Son gün geldiğinde hocanın kapısına dayanır yalvarırdık, imtihan ertelensin diye. Ertelenirdi. “Oh nasılsa vakit var” der, yine çalışmazdık. Yeni tarih geldiğinde yine hocanın kapısına dayanırdık. Filan. İmtihan günü eninde sonunda geliyor. Türkiye dersini çalışmıyor. Tek parti iktidarında da çalışmadı. İmtihan günü geldiğinde, Türkiye’de tek parti iktidarı mı var, koalisyon mu var, bakmayacak. AKP borazanlarının çalıp durduğu şekliye istikrarsızlık, ertelenebileceği kadar ertelendi. 8 Haziran sonrasında zaten kapıya dayanacak. Ama üç ay içinde, ama beş ay içinde…

Adalet sistemi iflas etmiş, ekonomisi dışarıdan akan dolara tiryaki edilmiş, medyasının, üniversitesinin seviyesi dibe vurmuş, bu yüzden problemlerini serinkanlı bir biçimde ele alma şansı sıfırlanmış, günde birkaç saniyesini olsun geleceği hakkında düşünmeye ayıramayan, bütün enerjisini geçmişin muhasebesini denkleştirmek gibi manasız ve imkânsız bir proje için seferber etmiş bir toplumuz. Sarsılmaz bir istikrar var ama… İstikrarlı bir biçimde bu zırva hali yaşıyoruz. Ağır hastayız ama hastalığımız istikrarlı çok şükür. Hiçbir iyileşme belirtisi yok yani. Hastalığımızı tedavi etmeye çalışmak yerine polis marifetiyle semptomları görünmez kılmayı marifet bilen bir tek parti rejimi var. İyi de, polis de nereye kadar?

***

7 Haziran’da sandıktan koalisyon zarureti çıkarsa…

Memleket treni rayından çıkacak. Geniş bir kesimde “ah Erdoğanlı günler ne güzeldi” hikâyeleri yazılacak, söylenecek. Bu işten Erdoğan kazançlı çıkacak yani. En istemediğim şeylerden biri olacak. Aslında raydan çıkma halinin Erdoğan’ın yokluğundan kaynaklanmadığı, onun döşediği rayların bataklığa vardığı gerçeği görülmez olacak.

Yine de razıyım.

Çünkü bu rayların bizi getirdiği yerden bir çıkış yok. Belki, küçük bir ihtimal de olsa bir ihtimal, 7 Haziran’dan sonra, bizi doğru dürüst bir istikbale taşıyacak raylar döşemeye niyet edebiliriz.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin