Rusya Batı’ya Ne Yapabilir?

Nişanyan yazdıkları ve söyledikleriyle, beni ürkütüyor. (Beni ürkütmenin onun umurunda olduğunu zannetmiyorum, hatta öğrenirse, beni ürkütmüş olmaktan mutlu da olabilir, bilemem.)
Almanya’nın Lidl ve Rusya’nın Mere süpermarketlerinin Avrupa perakende pazarındaki maceralarından yola çıkıp “Ukrayna savaşı hakkında bilmeniz gereken her şey bundan ibarettir” diye bitirirken ne kastettiğini anladığımı zannediyorum. Lakin bir mesele var: Kendisinin anlattığı hikâyede Lidl’in Mere’den çekinmesini ve böyle kanlı bir maceraya girişilmesini gerektirecek bir şey yok. Tamam, anlıyorum, sembolik bir şeyden söz ediyoruz da, AB ve/veya ABD ekonomisi için Rusya’nın bir tehdit olduğu ve hatta yakın bir gelecekte olabileceğine dair hiçbir emare yok.
Anladığım, daha doğrusu hissettiğim kadarıyla Nişanyan —muhtemelen uzun yıllar insanlığın nadide bir eseri olarak gördüğü— Batı medeniyetinin azgın kifayetsiz muhterislerin elinde un ufak oluşuna fena halde öfkeleniyor. Öfkesi Nişanyan’ın aklını giderek daha belirginleşen bir biçimde esir alıyor.
Aşağıdaki tabloda 1980 sonrasında dünya ekonomisinin kaba görünümü özetlenmiş (tabloyu Mustafa Sönmez’in Gazete Duvar’daki bir yazısından aldım, o yazı da hakkında ayrıca konuşulmayı hak ediyor.)
DÜNYA HASILASI, MİLYAR $ | |||||||
1980 | 1990 | 2000 | 2010 | 2019 | 2020 | 2021 | |
ABD | 2857 | 5963 | 10251 | 15049 | 21373 | 20894 | 22940 |
ÇİN | 303 | 397 | 1206 | 6034 | 14341 | 14867 | 16863 |
AB | 3210 | 6208 | 7267 | 14559 | 15682 | 15264 | 17078 |
RUSYA | NA | 1045 | 278 | 1633 | 1690 | 1479 | 1648 |
MERKEZ TOPLAM | 8480 | 18413 | 26885 | 43445 | 51956 | 50668 | 56087 |
ÇEVRE | 2766 | 5237 | 7131 | 22920 | 35435 | 34303 | 38848 |
DÜNYA | 11245 | 23649 | 34016 | 66365 | 87391 | 84972 | 94935 |
DÜNYA HASILASINDA PAYLAR, % | |||||||
ABD | 25,4 | 25,2 | 30,1 | 22,7 | 24,5 | 24,6 | 24,2 |
ÇİN | 2,7 | 1,7 | 3,5 | 9,1 | 16,4 | 17,5 | 17,8 |
AB | 28,5 | 26,2 | 21,4 | 21,9 | 17,9 | 18,0 | 18,0 |
RUSYA | NA | 4,4 | 0,8 | 2,5 | 1,9 | 1,7 | 1,7 |
MERKEZ TOPLAM | 75,4 | 77,9 | 79,0 | 65,5 | 59,5 | 59,6 | 59,1 |
ÇEVRE | 24,6 | 22,1 | 21,0 | 34,5 | 40,5 | 40,4 | 40,9 |
DÜNYA | 100,0 | 100,0 | 100,0 | 100,0 | 100,0 | 100,0 | 100,0 |
Tablo hakkında sayfalarca yazılabilir. Şimdilik sadece şunu işaret etmekle yetineceğim: Son kırk yılda en ağır kan kaybına uğrayan özne AB. Aynı dönemde çevre, (Çin ve Rusya çevreye dâhil değil, hatırlatayım), ekonomideki payını muazzam ölçüde artırmış. AB içinde Almanya’nın payında dramatik bir artış olmuş mu bilmiyorum. Ama bütün Avrupa’yı emiyor olsa bile, Almanya’ya bir şey kazandırmadığını söyleyebiliriz. Rusya’nın herhangi bir özne için tehdit olmadığı da ortada.
2020 tarihli Dünya Eşitsizlik Raporu da, neoliberalizm ve küreselleşme süreçlerinin ülkeler arası eşitsizlikleri ciddi oranda azalttığını, buna mukabil ülke içi eşitsizlikleri körüklediğini tespit etmişti. Kendi hesabıma bu tespitleri yapmak için rakamlara da ihtiyacım yoktu, zaten yıllardır yazıp söyleyip duruyorum. Dünya ekonomisi Sanayi Devrimi dönemindekini andıran büyüklükte bir transformasyon yaşıyor. Zengin ülkeler (a) kaybedecek daha çok şeyleri olduğundan ve (b) zaten de kaybeden tarafta olduklarından, yaşanan süreçte daha büyük bir stres altındalar. Biraz da bu sebeple, zırvalıyorlar. Zırvalıyor olduklarını görüyoruz da, zırvalama sadece azgın kifayetsiz muhterislerin ihtiraslarından ve/veya azgınlıklarından kaynaklanmıyor yani. Kaybediyorlar, reaksiyon geliştiremiyorlar, nispeten kamu denetime açık olan iktidar yapıları olduğundan iktidarlar daha çok sıkıntı çekiyorlar ve… Saçmalıyorlar —ellerinden geldiğince de kamu denetiminden kaçmanın yollarını arıyorlar.
Nişanyan’la anlaştığımız husus, demek ki, liberal diye adlandırılan dünyanın giderek kendi değerlerinden ve bilhassa da liberalizmden uzaklaşmakta olduğu. Ama bu tespit insanı nasıl olur da Trump ve Putin ile aynı frekansa taşır, anlamak zor. “Benim” anlamam zor. Biz Lidl’e, Lidl’in mahalli üreticiyi imha etmesine mi karşıyız (ben değilim de, Nişanyan, anladığım kadarıyla, en azından biçimsiz buluyor Lidl’in yan etkilerini) yoksa Lidl’in Almanya kökenli olmasına mı? Eğer Lidl’in yapıp ettiklerinin karşısındaysak, bence, Mere’nin de karşısında olmamız icap eder.
Benzer şekilde biz dezenformasyona mı karşıyız, ABD’nin ve Batı ülkelerinin dezenformasyonuna mı? Putin Rusya’sı, en azından on yıldır, sadece ülke içinde değil ülke dışında da enformasyon akışına keskin müdahalelerde bulunuyor.
Nişanyan diyebilir ki, “bu bir savaş ve savaşta kirli işler mubahtır, benim açımdan esas düşman dünyanın kanını emen ABD ve hempaları, onlarla temiz bir savaş yapılamaz, Rusya’yı da zaten sadece onlara onların silahlarıyla cevap verdiği için sempatik buluyorum.” Nişanyan böyle der mi, demez mi, bilemem ama buna benzer akıl yürütmelere muhatap oluyorum. Bu akıl yürütmelere en azından iki sebeple itirazım var.
Birincisi, Rusya böyle bir savaştan muzaffer çıkmak için ziyadesiyle küçük bir oyuncu. Putin’in inşa ettiği siyaset mimarisi Rusya’yı daha güçlü —dolayısıyla böyle bir savaşta ayıdan kıl kopartmaya daha yakın bir aday— yapmıyor, aksine daha zayıf yapıyor. Böyle, Câlût’un hakkından gelecek Davut gibi sunulduğunda, Rusya’nın mukadder yenilgisi, ABD’nin psikolojik üstünlüğünü pekiştirir. Diyelim olmayacak şeyler oldu ve Putin kazandı, Putin Rusya’sından mamul bir Davut, Câlût’u aratır.
İkincisi, stratejik olarak bu tutum yanlış. Güçlü bir rakiple karşılaşan zayıf bir rakip, güçlünün silahlarıyla savaşmaya kalktığında (yani Avrupa’ya süpermarket zincirleri açmak, dezenformasyona daha şirret dezenformasyonla cevap vermek gibi) yenilgi daha da mukadder olur. Rakibinin yapamadığını, yapamıyor olduğunu akıl etmek ve yapmak gerekir. Tamam, ellerimizi temiz tutma takıntısına sahip olmayalım ama rakibin iyi bildiği, en iyi bildiği şeylerin ucuz kopyaları işe yaramaz.
Batılı ülkelerin (ve hatta bizim de) azgın, haddini şaşırmış, üstüne düşen hiçbir şeyi layıkıyla yerine getiremediği halde bütün suçu utanmazca kalabalıklara yıkan bir okumuşlar şerrinden mustarip olduğuna itirazım yok. Sistemi rehin alan bu kerameti kendinden menkul zibidilerin, mevsim değişiminde zaten kırılganlaşmış dünyayı manasızca sömürerek işleri daha da biçimsizleştirdiğini düşünüyorum. Ama bütün bu hengâmeden çıkışta Trump’ın fantezilerinin de, Putin’in mutasavver Rusya tarihinin de bize yardımcı olabileceğini varsaymak…
Bence tuhaf.