Etiket: Graeber

Galata’nın İncirleri

Ertuğrul Özkök, Galata’da açılacak bir otelin lansmanından övgüyle söz etti. Ben de bir videoda mevzuu, dünyanın hallerinin bir göstergesi olarak zikrettim. Neymiş “yaratıcı sunum”? Otelin “kokusu” ile alakalı olarak kendisiyle anlaşmaya varılan şirket, Galata bölgesinin çok eskiden (herhalde insan yerleşimi yoğunlaşmadan öncesi kastediliyor) incir ağaçlarıyla kaplı olduğunu “keşfetmiş”. Dolayısıyla otelin lobisi incir kokacakmış. Ama odalar?

İnsan ve İşi

Önceki gün yazıyı yazdıktan sonra Cüneyt Özdemir’in şeysini izledim. Kılıçdaroğlu kadınlara düzenli maddi destek vadetmiş de… Olur muymuş öyle şey! Balık vermeyecekmiş, balık tutmayı öğretecekmiş. Kendisine balık tutmak öğretildiği için nasıl balık tutmayı sürdürüyor Özdemir, görüyorsunuz. Herkes öğrense… Dünya cennet olsa… Hayat bayram olsa… ODTÜ Endüstri mezunları kendi aralarında tartışırken de sıklıkla buraya gelirdi mevzu.

İktisat ile Siyaset Yeni mi Kavuştu?

Bayramlık bir yazı sayılmaz ama… Verimlilik artınca, kullanılan kaynak başına üretilen miktar artıyor. Bu, benim penceremden bakıldığında iyi bir şey. Mesele şu ki, üretilenin tüketilebilmesi lazım. Tüketilebilmesi için tüketici lazım. Bir insanın tüketici olabilmesi için üretileni talep etmesi lazım. Bir insanın bir ürünü talep edebilmesi için ise… O ürünün bedelini ödeyebilecek gücü olması lazım. Demek

Tırışkadan Seçkinlik

Dünyada “yapılmasa da olacak” olan bir yığın iş var —Graeber’in tırışkadan işler (bullshit jobs) dediği işler. Graeber uzun uzun hangi işler tırışkadan iş sayılır, hangi kıstaslara müracaat edebiliriz filan diye debeleniyor bir bilim insanı titizliğiyle. Sonra onları tasnif etmek için de muazzam bir çaba harcıyor ve yoruluyor. Yorulurken okuru da yoruyor. Net toplamda, Graeber birçok

Tırışkadan İşler ve Neoliberalizm

Demiştim ki  “Kitap üzerine yazmak istediğim her şeyi yazabilsem, herhalde Graeber’inki kadar hacimli bir kitap olur. Muhtemelen sonuna gelmeden hevesim kaçar, yarıda kalır. Burada hiç değilse birkaç yazı yazana kadar hevesimin kaçmayacağını ümit ediyorum.” Aynı yazıda demiştim ki “Graeber’in muhtelif biçimlerde, muhtelif açılardan analiz ettiği, analizleri için feodaliteden işin geçmişte toplumlar için ne mana taşıdığına

Bu Arada Verim Artışı…

Gorz’un kitaplarını Türkçeye tercüme edip yayınlayanlara çok şey borçluyum. Pek yola gelmiş biri sayılmazdım herhalde ama beni geri dönüşsüz bir biçimde yoldan çıkaran unsurlar arasında, Elveda Proletarya, Cennetin Yolları ve İktisadi Aklın Eleştirisinin özel bir yeri var. İşaret etmem gerekiyor ki, sözünü ettiğim kitaplardan bana kalan, esasen, Gorz’un cevapları ve hatta soruları değildi, kendime sordurdukları