Etiket: Japonya

Bahçemiz Bile Yok

Aslı Biçen’in Duvar’daki yazısı çok şey söylemeye imkân sağlıyor. Hepsini herhalde söyleyemem ama birazı bile bir şeydir herhalde. Batı’da bir şey görmüşüz, beğenmişiz —Biçen’in yazısındaki misalimiz güzel bahçeler. İlk reaksiyonumuz, bilgisayarların dilimize soktuğu terimle default reaksiyonumuz, “bizde yoktur, olmamıştır.” İlk anda aklıma geliveren birkaç soruyu sıralayıvereyim: Default değerleri “bizde olmamıştır, yoktur” olan bir özne olarak

Makinist! Işıkları Söndür!

Nereden başlasam bilemedim, iki ayrı yerden başlayıp aynı yerden denize dökülmeye çalışayım. Mücahit Bilici, Duvar’da, bence kesinlikle okunması gereken bir yazı yazmış. Kavramların yetmediği —veya artık yetmez olduğu— durumda ne yapılabileceğine dair şık bir deneme. Kürtlüğü Bilici’nin bildiği gibi bilemem. Bir özne —veya Bilici’nin daha sevebileceği bir deyişle, bir varlık— olarak Kürtlük, bakılıp da görülmeyenleri

Elazığ’dan Sonra

Elazığ’da bir deprem oldu. Resmi verilere göre 41 kişi hayatını kaybetti. Her biri, geride bıraktıkları için, dünyada hayatta olan milyarlarca insanın muhtemelen hepsinden kıymetli 41 kişi… Geride kalanlara sabırlar dilerim. İnsanın, insan hayatının sayılara indirgenemeyecek kadar kıymetli olduğunu bilmeyecek kadar nobran biri değilim —öyle olmadığımı zannediyorum. Ama… Benzer ölçekte bir deprem eğer yüz yıl önce

Çin Masalı

Çin mevzuu dolaşıma sokulduğunda, yani Çin’in gümbür gümbür geliyor olduğu hikâyesi tuğla tuğla örülmeye başladığında, birçok yeni düşman daha kazanmıştım. Çünkü Çin hikâyesinin ABD’nin hizmet-içi ihtiyaçlarına binaen üretilmiş olduğunu, başkalarının mevzuu kendi üstlerine alınmasının çok da manalı olmadığını iddia etmiştim. Bu tutumum da hikâye üzerinden nevzuhur endişeler edinmiş olanları kızdırıyordu. Elbette Çin’i önemsiyordum, sanayi toplumu