Thatcher, uyguladığı vahşi politikaların yol açtığı işsizliğin tetiklediği infiale karşılık, “siz de başkalarının talep edeceği bir şeyler üretmeyi öğrenmelisiniz” mealinde çıkışmıştı. Thatcher’dan ilhamla… Küreselleşme denen olgunun Çin’e ulaşmasıyla gerçekleşen şey, ta derinde, Çinlilerin başkaları tarafından talep edilen bir şeyler üretmekte rol almaya başlamasından ibaret. Çinliler eskiden de üretim yapıyorlardı herhalde ama sizin benim talep edeceğimiz
Dün dediğimi tekrarlayarak başlayayım, popülizm, toplum için neyin iyi olduğuna toplumun karar vermesidir. Dikkat edilirse, “toplum iyidir, doğru tercihler yapar” filan demiyorum. “Toplum ahmaktır, yanlış tercihler yapar” da demiyorum. Toplumun iyi olup olmaması, doğru tercih yapıp yapmaması bağlam dışı. Yükseköğretim yapmaya karar verdiğinizde, okuyacağınız yeri tercih ettiğinizde, sizin o kararları vermek için yeterli olup olmamanız
Tajfel’in 70 ve 80’lerde yaptığı deneylerden benim anladığım kadarıyla şöyle oluyor: Aralarında sizin de olduğunuz, bir araya gelmiş insanlara Hoca Ali Rıza ve Şeker Ahmet Paşa tablolarından örnekler —“şu Ali Rıza’nın, bu Ahmet’in” denerek— gösteriliyor. Slaytları izleyenlerin resim sanatı hakkında bir fikir sahibi olması lazım değil —hatta Hoca Ali Rıza ve Şeker Ahmet Paşa tablolarını
Azı iş gören şeyin çoğuna ihtiyaç duyulmaz. Eğer kullandığınız deterjanın azı çamaşırlarınızı temizliyorsa, daha çoğunu kullanmaya kalkmazsınız. Bazı çamaşırlar için daha çoğu gerekebilir. Sonra daha çoğu… Bazı lekeler deterjan miktarını artırmakla çıkmaz —gereken temizlik sağlanmaz. Ya başka bir kimyasal formülü olan bir leke çıkarıcı bulmanız gerekir veya lekeli olanı atıp, yerine yenisini almanız. Türkiye’de siyaset
Dünyada tuhaf şeyler oluyor. Olup bitene bakıp “hmm, bu hastalığı biliyoruz, adına popülizm deniyor, derhal bürokrasi kürü lazım” diyenler, laboratuvar tahlillerine baktıklarında da hiç sektirmiyorlar: “Hmm, öyle görünüyor ki fena halde kutuplaşma başlamış, behemehâl yatıracak, kutupları alacağız.” Yetersiz beslenmenin, temiz içme suyundan mahrum olmanın, erken yaşta evlenip genç yaşta dört doğum yapmış olmanın norm olduğu
Toplumların—şu veya bu eksiklikleri sebebiyle— popülizm yapan liderlere gönül indiriyor oldukları, dolayısıyla da karar mekanizmalarından toplumların uzaklaştırılması için uygun, yakışıklı bir yol bulunması gerektiği gibi tezler… Bana şöyle görünüyorlar: Oğlunuz matematikten çakıyor, final imtihanına onun yerine girecek birini bulup oğlanın okuldan atılmasına mani olmaya çalışmak gibi… Diyelim uygun birini buldunuz, oğlan geçer not aldı. Problem
John Patrick Learly, yazısının Gazete Duvar’daki çevirisine göre diyor ki, “Popülizm ‘yaptığınız’ bir şeydir, ‘olduğunuz’ bir şey değildir ve aslında merkezde bulunan ve aklı başında siyasiler bunu yaparlar. Asıl soru, bir adayın veya düşünürün popülist olup olmadığı değil, yapılan popülizminin sonuçlarının ne olduğudur. Kimin ‘halk’ anlayışını güçlendirmek istiyorsunuz? Ve kimin ‘seçkinler’ diye nitelendirdiği grubu baskı
Murat Belge T24’te İngiliz arkadaşıyla yaptığı sohbet üzerinden, Brexit meselesinin İngiltere’yi nasıl böldüğünü anlatmış. Mesuliyeti de popülist politikacılara yıkmış: “Popülizmin uyguladığı yöntem, uygulayanın kazanmasına ne kadar yardımcı oluyorsa, yani ne kadar başarılıysa, toplumun bölünmesini de o kadar başarıyla gerçekleştiriyor.” Bence meseleyi böyle formüle etmekte iki sıkıntı var. Birincisi, Brexit meselesi İngiltere’yi —veya diğer meseleler mesela
Gazete Duvar’da İrfan Aktan, Fransa’daki “sarı yelekliler isyanı” hakkında bir söyleşi yapmış (https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/12/02/alican-tayla-sari-yeleklilerinki-hor-gorulmeye-isyan/). Söyleşinin tamamı “öğretici”. Söyleşinin bir yerinde öğreniyoruz ki, Fransa’da “zor sorulara kolay yanıt üretenler” diye bir deyim kullanılırmış. Deyimi bilmiyordum. Öğrenince, “acaba” dedim, “Türkiye’de zor sorulara kolayından cevap verme hali de Fransa’dan mı ithal”. Kim bilir, belki de özgürlük, eşitlik, kardeşlik fikirleriyle
Tanıl Bora, Birikim dergisinin Ekim sayısında, Kemal Tahir’in Yediçınar Yaylası üçlemesindeki köylü tasvirlerinden yola çıkarak, günümüzün popülizm tartışmalarına katkı yapmaya teşebbüs etmiş. Hoş işler bunlar. Sevdim. Bir derde derman ararken eski sandıklardan güzel şeyleri çıkarmayı severim bir defa. Kemal Tahir’i severim ayrıyeten. De… 20. Yüzyılın başlarında Anadolu’da —güya teknik yardım amacıyla ama muhtemelen Almanya istihbaratı