Etiket: Trump

Aşırı Elit Üretimi

Freddy de Boer namında bir şahıs, Turchin’in “aşırı elit üretimi” (elite overproduction) kavramının son yıllarda büyük ilgi gördüğünü tespit etmiş ve derin vukufuyla meseleye el atmış. Serbestiyet de bu nadide şahsiyetin derin fikirlerini tercüme ederek bizimle paylaşmış. İyi yapmışlar, ellerine sağlık. Mevzu hemen bütün sektörleri alakadar etse de, derin fikirli yazarımız meselenin içerik üreticiliği ekonomisiyle

Rusya Batı’ya Ne Yapabilir?

Nişanyan yazdıkları ve söyledikleriyle, beni ürkütüyor. (Beni ürkütmenin onun umurunda olduğunu zannetmiyorum, hatta öğrenirse, beni ürkütmüş olmaktan mutlu da olabilir, bilemem.) Almanya’nın Lidl ve Rusya’nın Mere süpermarketlerinin Avrupa perakende pazarındaki maceralarından yola çıkıp “Ukrayna savaşı hakkında bilmeniz gereken her şey bundan ibarettir” diye bitirirken ne kastettiğini anladığımı zannediyorum. Lakin bir mesele var: Kendisinin anlattığı hikâyede

Bir Devrimin İçinde

Benim açımdan insan, evrimin göz kamaştırıcı bir ürünüdür. Evrim bir özne olsaydı, insana baktığında gözleri kamaşır, göğsü kabarır mıydı, bilemem. Demek istediğim şu ki, benim açımdan insanın göz kamaştırıcı bir şey olması, mesela insanı fevkalade estetik bulmam totolojidir. Evrim insanı, insanı göz kamaştırıcı bulacak biçimde yapmış. Son derece vahşi bir rekabet ortamından ibaret olan tabiatta

Aşı, İklim, Bilim ve Piyasa

Ayşe Çavdar doğurgan olabilecek bir mevzu açmış. Dünkü videonun altına da harika eleştiriler gelmiş. Hepsini harmanlayabileceğimiz bir düğüm noktası var gibi görünüyor bana. Diğer her mevzua tatbik edebiliriz —ve bir bölümüne tatbik etmeye çalışacağım— ama aşı karşıtlığı üzerinden derdimi ifade edeyim. Anlaşılan o ki, Çavdar aşı karşıtı değil. Yani? Aşı olunması gerektiğini “biliyor”. Sizin de

İndirin O Parmaklarınızı

Trump’sız ilk günde Trump’tan söz etmek, herhalde en çok Trump’ın isteyebileceği bir şey. Ben de zatıâlilerine bir kıyak yapmış olayım. Mass ve Arvanitakis’in yazısının Türkçesi Duvar’da yayınlandı. Öyle çok da yeni şeyler söylemiyorlar ama mesele ile aramıza mesafe girdikçe daha sahih bir biçimde dile getirmek mümkün olur ya, onlar da yaşadığımızı daha ekonomik bir biçimde

6 Ocak’ta, Washington’da…

ABD’de 6 Ocak günü tuhaf şeyler oldu. Dünyanın dört bir yanında, olup biten her şeyi bir avuç parametre ve bir sayfalık lügatle açıklayan —açıkladığını zanneden— bir yığın insan var. Gerçi her birinin parametreleri ve lügatleri bir diğerininkinden farklı ama neticede hepsi, kendi parametrelerinin ve lügatlerinin her şeyi açıklamaya kâfi olduğundan emin. Emin idiler en azından.

Müzakere ve Bilim

Christakis pandemiyi konu ettiği son kitabında (Apollo’s Arrow), kamuoyunda bilimin değersizleştirilmesinin ve elit karşıtlığının yaygınlaştığından şikâyet ediyor. Kamuoyu araştırmalarından derlenmiş verilerle bu tespitini destekliyor. Bunlardan söz ediyor çünkü pandeminin bu durumu kalıcı bir biçimde ve olumlu yönde değiştireceğini ümit ediyor. Bence hayal görüyor. Çünkü… Bilimi önemsizleştirdiğini, uzmanlığa saygı göstermediğini, elit karşıtlığı yaptığını tespit ettiği aynı

Konforun Sonu

Trump beklenenden çok oy almış, öyle diyorlar. Cümleyi tersten kurarsak, demek ki, hanımefendiler, beyefendiler, Trump’ın aldığı oydan çok daha azını alacağını beklemişler. Öyle olmayınca da… Son dönemde hep —her şey karşısında— yaptıkları gibi, fevkalade müteessir olmuş, hayal kırıklığına uğramışlar. Canlarım benim, kıyamam ben onlara… Trump ve benzerleri için ısrarla popülist tabirini kullanıyorlar. Adam, Hazine ve

Trump Kaybetti mi?

1970’lerde bir roman okumuştum. ABD’de Başkan ölüyor, Başkan Yardımcısına —şimdi hatırlamadığım— bir şey oluyor, onun yerine Başkanlığa vekâlet etmesi gereken her kimse bir sebeple devre dışı kalıyor filan… Başkanlık siyahi bir yargıca kalıyordu. Romanın üslubu, pek de saklamaya ihtiyaç duymadan, ABD’de böyle katlanılmaz bir halin de ihtimal dâhilinde olduğunu, kazara işler böyle gelişirse ABD’de ne

Kavanoz

Sosyal medyada uzun süredir dolaşımda olan bir metafor var. Kabaca şöyle bir şey: Güya bir kavanoza arıları ve sinekleri doldurmuşlar. Kavanozun tabanını aydınlattıktan sonra kapağını açmışlar. Arılar ısrarla ışığa —aydınlığa— doğru uçup kavanozun dibine çarparken, sinekler… Bildiniz siz onu, açık olan kapaktan usulca sıvışmışlar. Metaforun sayısız zırvalığı var. Mesela sinekler de ışığa yönelir. İlaveten arılar