Adalet O Değil, Terörist de Sensin

Dayım akranlarına kıyasla uzun biriydi. Amcam ise kısa… Amcam başarılı bir öğrenciydi, ailede okuyan ilk o oldu. O günlerdeki adıyla Robert Kolej’i bitirdi. Yedeksubaylığını yaparken bizde kalmıştı. Aynı dönemde dayım da bizde kalıyordu, bir türlü liseyi bitirememiş. o şehirden bu şehre geziyordu. Hemen her akşam dayım amcamı dürter, “kalk hemşerim” der, yanına geçer, boylarını mukayese ederdi. Amcam bu kendini bilmezliği olgunlukla karşıladı uzun süre. Eğer muhayyilemin bir ürünü değilse, bir akşam dayanamayıp “hemşerim, devede de boy var ama beşini bir eşek çekiyor” dedi galiba.

Elinizde bildiğiniz ve sizi uzun gösterecek biricik cetvel varsa, uysa da, uymasa da her yerde onu cebinizden çıkarırsınız.

Adam G20’den dönerken uçakta demiş ki, “…Somali’de bizler, dünyadaki en büyük büyükelçilik binamızı inşa ettik; orada 80 dönüm arazide muhteşem bir projeyi hayata geçirdik.” Dikkatinizden elbette kaçmamıştır, “en büyük”.  Hatta “dünyadaki en büyük”.

Sonra devam etmiş, “Somali’de üssümüz, yaptığımız hastanemiz ve sağlık elemanları yetiştirme programlarımız da var. STK’larımızın yaptığı birçok yatırımlar da var. Mogadişu Havalimanı’nı bir Türk firmasının yapması, bizim bir Türk firmamızın işletiyor olması önemlidir.” Evet, “ya havalimanı, havalimanı?” filan diye aklınıza düşmüş olmalı. Aldınız değil mi cevabını.

Üstelik “şu anda Somali Devleti, bizim işletmeci firmamızdan yılda 2-2.5 milyon dolar elde ediyor.” Yani? Kapsayıcılık işte buymuş. Adalet buymuş.

Adalet ne alaka? Kel alaka… Adamın bilip bildiği, kafatasının içindeki tuhaf dokudan neşet edebilen şeyler büyük, dünyadaki en büyük inşaatlar… Başka herhangi bir şeye aklı ermiyor. Siz önüne her neyle çıkarsanız çıkın, bunları sayacak —dayımın aklına boy gelmesi gibi. “Adalet?” diye sorduğunuzda neden farklı olsun?

Zavallı.

***

Ekşi Sözlük’te biri, ayrı yazılması gereken –de’lerin bitişik yazılmasına tepki gösterenleri takıntılı olarak etiketleyip aşağılamış aklınca. Biri de o başlık altında iki Google arama penceresi koymuş. Birinde “islam’da” yazılmış, Google öyle başlayanların en çok aradıklarından bir takım seçenekler getirmiş. Diğerinde “islamda” yazılmış ve Google öyle başlayanların aradıklarından seçenekler sunmuş. “O kadar da değildir herhalde” dedim ama bugün aklıma geldi, denedim.

Şöyle oluyor:

“islamda” diye başlarsanız, Google “islamda evlilik”, “islamda cinsel hayat”, “islamda kadın”, “islamda mezhepler” ve “islamda aşk” diye tamamladığı seçenekler sunuyor. “islam’da” diye başlarsanız,”islam’da övülen bazı ahlaki tutum ve davranışlar”, “islam’da ilk Cuma namazının kılındığı yer”, “islam’da bilim ve teknik”, “islam’da bilim ve teknoloji”, “islam’da iman ve sevgi arasında nasıl bir ilişki vardır” seçenekleri geliyor.

Dil bilmeyen, imla bilmeyen mahlûkatın Google’da neleri aradıklarını da, bilenlerin neler aradıklarını da böylece öğrenmiş oluyoruz. Olur a, dert değil.

Dert nerede başlıyor? Google’a girdiğinde, İslam dendiğinde aklına cinsel hayat, kadın ve saire dışında hiçbir şey gelmeyen birileri, bilmedikleri imlayı öğrenmek yerine, bilen ve ihtimam gösterenleri aşağılamaya başladığında, kurallara uymayı takıntı olarak tarif etme küstahlığını sergilediğinde başlıyor. Yani Google’a girer, istediğini istediği biçimde arar, Google da onun seviyesindekilerin tutumunda yola çıkarak ona yardımcı da olur, dert değil.

Ama…

Mahlûku bu kesmiyor. Olanca cehaletine rağmen, iyi ki herkes onun kadar cahil olmadığından geliştirilebilmiş Google gibi imkânları tepe tepe kullanırken, bir yandan da cahil olmamayı aşağılamadan huzura eremiyor. Dayım gibi yani. “Tamam sen okumuş, başarılı adamsın ama ben senden uzunum, inanmıyorsan kalk yan yana duralım, baksınlar.”

Bu küstahlık nereye dönseniz karşınıza çıkıyor ya… Nereden kaynaklanıyor? “Adalet” dediğinizde aklına Somali’deki büyük, çok büyük, en büyük büyükelçilik binası ve havalimanı gelen cahil ve vasıfsız mahlûktan kaynaklanıp memleketin dört bir yanına yayılıyor.

Zat-ı Şahaneleri “adalet bu” diyor ama elbette tırnak ucu kadar aklı, izanı, bilgisi olan herkes biliyor ki, sözünü ettiği zırvalıkların adalet ile uzaktan yakından alakası yok. Zat-ı Şahanelerinin tırnak ucu kadar aklı, izanı, bilgisi yok. Büyük, çok büyük inşaatları, havalimanları var. Adaleti yok ama büyük, çok büyük, en büyük inşaatları ve havalimanları var.

Bir de her dediğine ayet muamelesi yapan aşağılık köpekleri. G20 zirvesinde “dünyanın üç büyük liderinden biri” olduğunun tescil edildiğini iddia edecek kadar sapkın köpekleri… Alçakça yazılarını yazdıktan sonra Google’a girip “islamda” diye başlayan, “o öyle yazılmaz ki” diyenleri hep birlikte havlayarak sindiren, sonra da bulduklarıyla mutlu olan pisliklerden seçilmiş köpekler…

Büyük büyük inşaatları ve havalimanlarını saydıktan sonra “adalet bu” diyen, sevinçle havlayan köpekleri tarafından alkışlanan dünyanın üç liderinden biri, “aha adalet buymuş lan” deyip, aldığı gazla devam ediyor on küsur yıldır. “Demirtaş da teröristtir.”

Demirtaş eğer terörist ise ve senin başında bulunduğun devlet onu teşhis edememiş de yıllarca siyaset yapmasına göz yummuşsa, sen de terörist yardakçısısın. Yok, eğer Demirtaş terörist değil de sen keyfi olarak hüküm veriyorsan, terörist sensin. Ve senin bir işaretinle havlayan köpeklerin.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin