Adalet Yok, Hızlı Tren Verelim
Bekir Bozdağ, kanaatime göre, hak ettiğini asla alamamış bir büyük AKP büyüğüdür. “Daha ne alacaktı, kaç yıldır Bakan” demeyin, bence çok daha fazlasını hak ediyor. AKP’nin memlekete en büyük hediyelerinden biri.
Bir de hızlı tren var, malumunuz.
Sosyal medya canavarları, derin kavrayışları ve vatanseverlikleriyle, birden taarruza geçtiler. Bayram öncesi zammı hak ettiler de… Hiçbir maddi ödeme onların muazzam zekâlarının karşılığını asla ödeyemez. Onlar da AKP’nin memlekete kazandırdığı müthiş değerler arasında, sergi salonunun mutena bir köşesini hak ediyorlar.
Bir de hızlı tren…
Bahçeli, o müthiş akıllarının zekâtıyla CHP’ye istikamet vermiş… Diyeceğim de… Ortada Bahçeli aklı yok, tamamı Erdoğan aklı. Bu tarzı sevdim. Muhalefet partisi genel başkanını, kendi muhalefetine karşı koltuğunda tut, senin papağanın olarak icabında kullanırsın. AKP’nin müthiş bir icadı daha yani…
Eh, elbette hızlı treni unutmamak kaydıyla.
Adalet nerede aranır? Bahçeli’nin ettiği lafların satır aralarından anladığımız kadarıyla, nerede aransa bulunamayacak. Çünkü yok. Hiçbir hızlı tren de adalete gitmiyor. Ama yine de hızlı trene binin siz ve AKP’ye şükran duyun. Adalet yok ama hızlı tren var.
Akıl yok ama hızlı tren var.
Namus yok ama hızlı tren var.
Utanma yok ama hızlı tren var.
Hızlı tren ve tehdit var, arlanmazlık, arsızlık, şarlatanlık, adilik, seviyesizlik ve… Hızlı tren var.
İyi ki var. Ona bindiğinizde, bu pis kokulu yerden hızla uzaklaşabileceğinizi zannediyorsunuz. Ama bir problem var, gittiğiniz her yer pis kokuyor. Her yer, her gün daha da pis kokuyor. Memleketin her yerinde pis bir çürümüşlük, adaletsizlik, tehdit, korku, vasıfsızlık, seviyesizlik kokusu…
Bir de bazı yerlerinde hızlı tren.
***
Batı’ya, batı düşüncesine, batılı hayat tarzına yerli yersiz sataşan bu ahlaksız budalalar çetesi, neticede Batı denen şeyin zuhur ettiği dönemde, onu diğer bütün medeniyetlerden ayıran biricik temel niteliğinin hız olduğunu da elbette bilmiyorlar. Zaten herhangi bir hususta herhangi bir şey bilmiyorlar. Cehaletleri, alçaklıklarından, hırsızlıklarından, hainliklerinden filan çok daha derin, çok daha geniş zaten. İnsan burnunu fena halde rahatsız eden bu berbat kokuda, memleketin dört bir yanını fena halde bunaltan kokuda aslan payı cehaletin.
Ama onlar bilmese de hız, batılı hayat tarzının bir numaralı vasfı.
Batı’yı, batılı hayat tarzını veya hızı eleştiriyor değilim. Batı dünyanın kıymetlerinden biri. Batılı hayat tarzı her neyse, hayatın gerçeklerinden biri. Hızı da severim.
Batılı hayat tarzına savaş açmış gibi görünüp, on küsur yılın sonunda herhangi bir konuda köşeye sıkıştığında cebinden çıkarabildiği tek joker hızlı tren olan sefillerin sefaletine işaret etmeye çalışıyorum.
Hızı severim. Ama dünya bu ahmakların zannettiği gibi bir yer değil. Öyle ikiye bölünüp kavranacak bir yer değil. “Hız iyidir, o halde hızlı olan her şey iyidir, hız her durumda yavaşlıktan iyidir” filan denemez yani.
Mesela deneylerle biliyoruz ki, insan yürürken ciddi bir problem düşerse aklına, yavaşlar. Çünkü hızla hareket ederken düşünemezsiniz.
Eh, malum çete için dert değil. Zaten düşündükleri yok. Düşünme diye bir fiilin mevcudiyetini bildikleri de yok. Ama hızlı tren yaptılar.
Mesela sevişirken hız hiç de iyi bir şey değil.
Eh, malum çete için o da dert değil. Çünkü besbelli seviştikleri de yok. Ama hızlı trenleri var. Bir de ahmaklardan teşkil edilmiş devasa bir troller çetesi…
Mesela —artık memleketin herhangi bir köşesinde mümkün değil ama— şöyle zeytin ağaçlarının altında, durgun denizi seyrederken çayınızı yudumluyorsanız, hız hiç de talep edilecek bir şey değil.
Eh, malum çete için o da dert değil. Çünkü inşaat dikemeyecekleri hiçbir yer onlar için bir kıymet ifade etmiyor, deniz gördüklerinde eğer köprüyle birleştirebilecekleri bir karşı kıyı yoksa anında başka istikametlere dönüp araştırmaya başlıyor gözleri… Bir de hızlı treni o noktaya getirmeyi hayal edebiliyorlardır belki.
Adalet yok, hızlı tren verelim. Elimizde sadece o var. Olduğu kadar.