Akşener Diye Biri
Memlekette türlü çeşitli işler oluyor.
Dün olanları saymıyorum —onları hesaba katmak için henüz erken. Geçtiğimiz hafta boyunca, mesela Dolar dört lirayı zorladı, Zarrab davası renkten renge girdi, Alevi hanelerinin işaretlendiği iddia edildi, Trump’ın verdiğini Pentagon aldı, memleket orduları sınır dışında —ne yapıyorlar, ne ediyorlar bilmiyoruz. Alışkanlık halini alan torba yasalar, istismar edilmesine alıştığımız KHK’lar gırla gidiyor.
İktidar denen yerde, can havliyle hesap gününü ertelemeye çalışmaktan başka hiçbir gündemi olmayan, bu amaçla gerekirse memleketin yarısını kurban edebilecek kadar gözü kararmış bir ahlaksız çete oturuyor. Muhalefet münhal. O boşluğu doldurma iddiasıyla yola çıkan Akşener ve particiğinden bir tek ses işittiniz mi? Derde deva bir tek laf?
Ben işitmedim.
***
Çocuklarını pek seven bir aile anlatmışlardı. Dondurma yerse hasta olur diye düşündüklerinden, çocuk dondurma istedikçe ona yoğurt verirlermiş. Gün gelmiş, çocuk arkadaşlarıyla birlikte kendisi dondurma satın almış. Nasıl bir tufaya getirildiğini öğrenmiş. Ne hissetmiştir, eve döndüğünde ana babasına ne yapmıştır, bahsi diğer. Meselemiz değil.
Ama…
Henüz hiç dondurma yememiş ve dolayısıyla da dondurmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmemişken arkadaşlarına evde dondurma servis etmeye kalksa başına neler gelirdi? En hafifinden saatlerce alay mevzuu olurdu, öyle değil mi? Memlekette siyaset denen şeyden zerre kadar anlamayan bir yığın mahlûk, önümüze siyaset diye bir şey servis edip duruyor. Kibirle, küstahlıkla…
Yüzümüzü buruşturduğumuzda da… “Yahu bir hata mı yaptım” demiyorlar, “size de yaranılmaz” deyip küsüyorlar.
Ne diyeyim?
Akşener ve heyetine de “bu ne iş kardeşim” deseniz, “size de bir şey beğendirmek mümkün değil, ne müşkülpesentsiniz” filan diye üste çıkacaklar. Ne tür problemlerle uğraşmak zorunda kaldıklarını, ne gibi engellemelere maruz kaldıklarını filan sıralayacaklar.
Ulan bir laf edin, memlekete talip olduğunuz zannını uyandıracak bir laf edin be. Fazlasını isteyen var mı sizden? Sadece geçen hafta bu memlekette olup bitenler kırk iktidar götürür —eğer muhalefet varsa.
Akşener buysa, bundan ibaretse…
***
Etrafınıza bakın, sonra dönüp kendinizi dinleyin. Bundan on gün önce kafanızda nasıl bir Akşener vardı, etrafınızda nasıl bir Akşener algısı vardı, şimdi yerine ne var? Bence göreceksiniz ki, herkes Akşener’den bir adım kadar uzaklaştı. Çok ümitli olanlar da bir adım, az ümitli olanlar da bir adım, hiç ümidi olmayanlar da bir adım.
Yani?
Ahalinin suçu yok. Bir ışık görse hakkını pekâlâ veriyor. Ama kendilerini her nedense pek kıymetli gören, onları sırtımızda taşımamız gerektiği zannıyla lütfen bir şeyler yapan zevzeklerin oyun oynadığı bir alan Türkiye’de siyaset. Hani futbolda yabancı sınırı tartışılıyor ya, siyasette de yabancı oyuncu oynayabilse, göreceğiz farkı.
Göremiyoruz. Görmeyince yok zannediyoruz. Siyaset böyle bir şey diye varsayıyoruz.
Öyle üç beş kitap okumakla, etrafında bir hayranlar halesi oluşturmakla, bin yıllık problemleri şıp diye çözecek Zihni Sinir proceleri imal etmekle siyasetçinin hası olunduğunu zannediyor bazı zavallılar. Birilerine sipariş edilmiş araştırma neticelerini servis etmekle de siyaset yapıldığını… Yoğurdu dondurma zannediyorlar yani.
Uyandırmayın, rüyalarıyla avunsunlar.
Nasılsa artık hiçbir hekim bu ülkeye reçete yazmaz.