Armudi Hukuk
Kolomb’un döneminde, dünyadan biraz haberi olan herkes, dünyanın küre şeklinde olduğuna, hep batıya gidilirse doğuya ulaşılacağına inanıyordu. Ama dünyanın çevresi hakkındaki tahminler muhtelifti. Dolayısıyla Portekiz’den çıkıp Hindistan’a gitmek için ne kadar yol alınması gerektiği bilinmiyordu. Kolomb, kendisini finanse etsinler de hayalindeki seyahati gerçekleştirebilsin diye, dünyanın, bilinen bütün tahminlerden daha küçük olduğunu ısrarla iddia etti.
Bu iddiasının ne kadar katkısı olduğunu bilemeyiz, nihayet gerekli finansmanı buldu. Hep batıya gitti. Hindistan’ın batısındaki bir adaya vardığını zannetse de, mevcudiyetini bilmiyor olduğu bir kıtaya çıktı.
Lakin seyahati, kendi tahmininden bile daha kısa sürmüştü. Kolomb, ya Hindistan’a ulaştığı fikrinden veya dünyanın büyüklüğü konusundaki tahmininden vazgeçmek zorundaydı. Akla gelmeyecek yolu seçti, dünyanın biçimi hakkındaki inancından vazgeçti. Dünyanın armudi bir şekle sahip olduğunu, kuzeyde çevresinin güneydekinden daha kısa olduğunu öne sürdü.
Gerçeklikle irtibatını kaybetmek böyle bir şeydir. Eğer dünyanın gerçek ölçüleri hakkındaki bir yığın delili, işinize gelmediği için görmezden gelirseniz, çıktığınız adanın Hindistan’ın batısında olduğu fikrinden şüphe etmemekte de ısrar ederseniz, dünyayı deforme edip armuda benzetmekten başka yolunuz kalmaz.
***
28 Şubat döneminin netameli günlerinde yargıçlar ve savcılar generallerin huzurunda brifing alırken çıtı çıkmayanlar, şimdi hukuk tecavüze uğradı diye kıyameti koparıyorlar. 28 Şubat’ta kıyameti koparanlar ise şimdi hukukun tecavüze uğramasını zevkle seyrediyorlar. Eğer tecavüz edenlerin arasında değillerse tabii…
Anlaşılan o ki, kimsenin hukukun namusuyla alakalı bir tasası yok. Kendi metresi olduğu sürece, aksine, her yola ziyadesiyle müsait olması tercihe şayan bile.
Birilerine göre hukukun bağımsızlığının çevresi iki adımda kat edilecek kadar kısa, tarafsızlığının çevresi ise bir ömürde dolaşılamayacak kadar uzun olsa ne iyi olacak. Ötekiler de tarafsızlığa ne lüzum var, şöyle heybetli bir bağımsızlık yakışır diye düşünüyor besbelli. Yani herkesin hukuk tasavvuru armudi. Aradaki yegâne fark, birilerinin armudu kıçının üzerinde duruyorken, diğerlerininki tepesinin üzerinde duruyor.
Armut tepe üstü durur mu? Gerçeklikten azade, boşlukta duruyorsa, nasıl isterseniz durur. Duruyor işte.
Cemalettin N. TAŞCI