Başörtüsü
Yazmak istediğim çok şey vardı ama ortaokullara kız öğrencilerin başlarını örterek girebilmelerine imkân sağlayan düzenleme varken, başka şeylerden söz etmek yakışık almayacak.
Prensip olarak, insanların giyim kuşamları gibi hususlara devletin müdahil olmasına karşıyım. Çocuklar hakkındaki kararların da, ebeveynlerin hakkı ve görevi olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, bugün Ahmet Hakan’ın da dediği gibi, eğer başkalarının hürriyetlerine de saygılı bir irade böyle bir düzenlemeyi yapmış olsaydı, benim açımdan bir sıkıntı yoktu.
Ama mevcut şartlarda var.
“Aleviler kendilerini rahatsız edecek bir müfredata maruz bırakılmışken, Kürtler anadillerinde eğitim göremiyorken, inançsızlar çocuklarının din dersinden muaf olmasını sağlayamıyorken, 12 yaşındaki kızlarının başını örtmek isteyenler de bedel ödesin” demiyorum. Ama sözünü ettiğim diğer hususlarda gürültü kopup duruyorken, buna mukabil ortaokullarda başörtüsü konusunda benzer bir gürültü yokken böyle bir düzenleme yapmak… Bana çok manalı gelmiyor.
Hani hemen birkaç ay sonra bir seçim olacak olsa… O da yok.
***
Bu düzenlemenin şöyle bir neticesi olacak: 12 yaşındaki kızının başını örtmek isteyenlerin oranı neymiş, az çok göreceğiz. “Az çok” diyorum, çünkü düzenleme, normal şartlarda o yaşlardaki kızının başını örtmeyi düşünmeyen, mesela sokakta arkadaşlarıyla başı açık oynamasına, bakkala başı açık gitmesine ses etmeyen, ses etmeyi aklına bile getirmeyen birilerini, kızlarına okula örtülü yollamaya kışkırtacak. Çünkü onlar da bir sayım yapılıyor olduğunu hissedecekler.
Ama okulda başı örtülü olan kızların en azından bir bölümü, sokakta, çarşıda, başı açık dolaşacaklar. Bugüne kadar tersi yaşanan bir şizofreninin temelleri atılmış olacak. Küçücük çocuklar, yakın geçmişe kadar, laik bir okul ile dindar bir aile arasında geriliyorlardı. Bu defa tersi olacak.
Eğer ben Türkiye’yi tanıyorsam, birkaç ay sonra, ortaokula başı örtülü giden kız öğrencilerin oranı yüzde 5-10 aralığına oturacak. Bu oran elbette memleket sathında düzgün dağılmayacak. Ama istisnai küçük yerler dışında hiçbir yerde başörtülü kız çocukların oranının yüzde 50’yi geçmeyeceğini tahmin ediyorum.
Umarım birkaç ay sonra, bu düzenlemenin neticelerini serinkanlı bir biçimde değerlendirme şansımız olur. Umarım toplum, her ikisi de kendisine eşit derecede yabancı iki siyasi kanadın kendisi hakkındaki önyargılarını gözden geçirmelerine sebep olur. Küçücük kız çocuklarının, hiç de hak etmedikleri halde yaşayacakları manasız bir gerilimin, umarım böyle bir faydası olur.