Bir Kırık Kalp, Bir Kamyon Kirası ve Bir Kalabalık

Neden hep Fransa ve Türkiye?

İki ülkenin istihbarat servislerinin —daha genelde devletin— laçkalığı arasında bir benzerlik var mı bilemiyorum. Belki de bir Fransa’nın iki Türkiye’nin vurulmasının bu kadar basit bir açıklaması vardır.

Bir de, biraz daha girintili çıkıntılı bir açıklama var: İran. Neticede, Suriye’den uzak tutulması gereken, Suriye üzerine hisse talep edebilecek iki ülke Fransa ve Türkiye. Dolayısıyla, Suriye’de bir İran monopolünü tehdit eden de ikisi. Türkiye’deki olayların istihbarat ve lojistik desteğinin İran tarafından sağlandığına dair derin şüphelerim zaten vardı. Fransa için de benzer durum söz konusu olabilir.

Ama…

Şu son olay, bütün bu akıl yürütmeleri manasızlaştırıyor. Bir kırık kalbin, bir kamyon kiralayacak kadar paranın ve herhangi bir sebeple toplanmış bir kalabalığın ortalığı yangın yerine çevirmek için kâfi olduğu görüldükten sonra, artık terörün işportaya düştüğünü pekâlâ söyleyebiliriz. Artık ne istihbarat servislerinin desteği lazım, ne de istihbarat servisleri tarafından engellenme tehlikesi var.

Buradan sonrası artık başka bir dünya.