Birkaç Ayfer Daha…
Ayfer Feriha Nujen T24’te Ümit Kıvanç ile bir söyleşi yapmış. Okudum ve okurken, her paragrafta biraz daha böcekleştim. Kendimi böcek gibi hissettim. Dünyada ne kadar iyi, ne kadar dürüst, ne kadar kavrayışlı, ne kadar hassas insanlar varmış.
İnsanlar?
Saçmalıyorum. Herhalde, öyle “insanlar” yok. Olsa olsa öyle biricik insan olabilir, o da Ayfer hanımdır. Ben mesela, asla öyle biri olamam da, öyle birkaç kişi daha olsa. Birisi gazetecilik yapsa, öteki sanatçı olsa, bir başkası siyaset yapsa… Nasıl cennet gibi bir ülkede yaşıyor olacaktık, hayali cihan değer.
(Gırgır’daydı yanlış hatırlamıyorsam, Fenerbahçe’de işler yine kötü gidiyordu. Ali Şen —o zamanki Fenerbahçe Başkanı, Aziz Yıldırım’ın ilk sürümü— çözüm tedbirlerini sıralıyordu. Tedbirlerin birisi, Cemil’in —Fenerbahçe’nin o dönemki yıldızı Cemil Turan— anne-babasına bir Cemil daha ısmarlamaktı. Kaç yaşlarındadır acaba Ayfer hanımın ebeveynleri, bir zahmet birkaç kopyasını ısmarlasak?)
Hanımefendinin sitedeki tanıtımında, “ilk şiirini on dört yaşında yayınladığı” bilgisi var. On dört yaşında kalmış gibi bir hali de var. İnsan o yaşlardayken âlemin şifresini çözmüş olduğunu, kendisi dışındaki herkesin kifayetsiz olduğunu filan zannedebilir. Yirmilerinde filan, sağdan soldan duyduğun ezberlerle herkesi yargılama yetkisine sahip olduğunu zannedersin —hele on dördünde ilk şiirin yayınlanmışsa. Ama Cahit Sıtkı’nın hesabıyla yolun yarısına gelmişsen —umarım üçte birine bile gelmemiştir— az biraz kendi ezberlerinden de şüphe etsen…
Dünya ne kadar kötü. Memleket dünyadan da kötü. Etrafta bunca Ayfer Feriha varken, her biri fevkalade korkusuz, fevkaladenin fevkinde dürüst, her biri istisnasız bütün kötülükleri de teşhis etmişken… Her şey nasıl oluyor da bu kadar kötü oluyor? Bunca kötülük, cesaret, dürüstlük, kavrayış eksikliğinden değil de tevazu, şüphe, akıl eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir mi? Hiçbir mesnedi olmayan ve hiçbir şeyi açıklamayan ezberleri kavrayış zannetme küstahlığından?