Chavez ve Erdoğan

1990’lı yılların birinde Isparta Belediye Başkanı, yaklaşan mahalli seçimlerde DYP’den aday gösterilmeyeceğini anlayınca, partisinden istifa edip RP’ye geçmişti. Yeşil derili bir uzaylıya ne kadar aşinaysa RP’ye ve RP’ye rey veren ahaliye de ancak o kadar aşina olan bir hanım televizyoncu, şaşkınlık içinde, sadece “Neden RP?” diye sorabildi. Öyle ya, DYP’den ayrılmışsınız anlarız, ama ANAP, DSP, MHP filan gibi bir yığın şık alternatif dururken…

Başkan, hanım kızın sorusunu “hangi partiye geçersem canlarını daha çok yakacağımı düşündüm ve RP’de karar kıldım” diye cevapladı. RP’nin yükselişinin neden önlenemeyeceğini ossaat anladım.

Başkan haklıydı, kendisiyle röportaj yapmaya gayret eden hanım kızın da canı fena halde yanmıştı. Benzeri bütün okumuş çocukların da canı yanacaktı. Başkan —DYP adayı olamayacağına göre— Demirel’in memleketinde seçimi kaybedeceğini biliyordu ama muradına ermişti. Canları yakmıştı. Hanım televizyoncu nasıl saklayamadıysa, canları yananlar, canlarının ne kadar yandığını gizleyemediler.

Canları yıllardır yanan bütün ahali, canlarını yakanların canlarını nasıl yakacaklarını herhalde zaten hissediyorlardı. Isparta Belediye Başkanı sayesinde formülün işe yarayacağının delilini de bulmuş oldular.

***

Yıllar boyu bu misale defalarca müracaat ettim. Hemen her defasında, muhatabım olan okumuş çocuklar, anlamaz anlamaz baktılar. Neyi ve neden anlamadıklarını da benim anlamam biraz müşkül oldu. Ancak bir vakit sonra fark ettim ki, okumuş çocuklar memlekette kendilerinden başka birilerinin canlarının da fena halde yanıyor olduğunun farkında bile değiller.

Onların hesabına göre, mümbit ve cennet Anadolu’nun dört bir yanı milyonlarca göbekliyle meskûn. Anadolu’nun zenginliklerini yağmalayıp ekmek elden su gölden yaşayan, işkembesini doldurup, karı kız hayali kurmaktan başka hiçbir işe kafa yormayan bu milyonlar keyfinden göbeğini kaşıyıp durduğu için de, memleket bir türlü adam olmuyor. Yani asıl canı yananlar, memleketin muasır medeniyetler seviyesine yükselememiş olmasından fena halde mustarip olan kendileri iken…

Bu hikâye, başından sonuna zırva bir hikâyedir, memleketin gerçekliği ile uzaktan yakından bir alakası yok. Ama şahsi tecrübem eğer kâfi delil sayılırsa, memleketin okumuş çocuklarının, kendi yazdıkları bu tuhaf hikâyedeki zırvalıkları fark etmeye de hiç niyetleri yok.

***

Erbakan’ı RP ile birlikte siyaset sahnesine döndürenler Anadolu’nun kasabalıları, köylüleri de değildi. Büyükşehirlerin varoşlarına yığılmış olanlardı. En dindar olanlar onlar değildi ama en çok onların canı yanıyordu. Sandık neticelerini analiz etmeye bile üşenen okumuş çocuklar, kendi yazdıkları hikâyeye inanıp RP ile İslam’ı bir arada paketlediler. Dinle dövüşmeye, laiklik satırını şeytan kovar gibi ulu orta sallamaya başladılar. Satırın ucu kime dokunduysa, kimin canı yandıysa, Erbakan’ın arkasına istiflendi.

Böyle böyle, bugünlere geldik. Daha neler göreceğiz, kim bilir…

***

İsrailliler, ABD’nin ve kıblesi ABD olanların Chavez benzetmesiyle irkileceğini hesaplıyorlar. Maksat Erdoğan’ı ters düşürmek. Yoksa onlar da biliyor olmalılar, Erdoğan ve Chavez aynı soya mensup değiller.

Ama Chevez’i iktidara taşıyanlar ile Erdoğan’ı iktidara taşıyanların akraba olduğundan hiç şüpheniz olmasın.

Cemalettin N. TAŞCI

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin