Denemek Bize Yakışmaz
Spielberg ve Redford, hemen hemen aynı dönemde, Lincoln’ün hayatını filme almaya karar vermişler. Ne kadar ayıp. Anlaşsalar, hatta kaynaklarını birleştirseler, ayrı ayrı yapacaklarından daha iyisini bir arada yapsalar, daha iyisini ne demek, en iyisini yapsalar, eğer en iyisini yapamayacaklarsa ortaya çıkmasalar, en iyisini yapacak olan yapsa, kaynaklar israf olmasa, koskoca Lincoln madara olmasa…
Bu Amerika adam olmaz vesselam. Tam da bu kriz günlerinde, tam da Amerika’nın birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu günlerde, hem de Başkan-ı Azam Lincoln’ün üzerinden yapılan işe bakar mısınız?
Ama bunun alametleri zaten yok değildi. Kaç iç savaş filmi izlettiler bize, kaç Pearl Harbor, kaç Vietnam… Üstelik birinin ak dediğine diğerinin kara dediği de oldu. Kafaları karışık, âlemin kafasını da karıştırdılar.
Neymiş efendim, her yiğidin bir yoğurt yiyişi, her yönetmenin de muhtemelen başka bir Lincoln’ü varmış. Neyse, bizim kafamız henüz o kadar karışmadı çok şükür. Biz bir Atatürk filmi çekeceğiz, başka bir Atatürk filmine ebediyen ihtiyaç kalmayacak. Tıpkı Türkiye Cumhuriyeti gibi, ebediyen payidar kalacak. Biz öyle ebediyen payidar kalmayacak işlere tenezzül etmeyiz evelallah. Bir tek Atatürk vardır, bir tek Çanakkale Savaşı, bir tek Milli Mücadele, bir tek 6-7 Eylül, bir tek… Her şeyden bir tektir bizde.
Biz bir Atatürk filmi çekeceğiz, dudaklarınızı ısıracaksınız. Senaryo hazır, rahmetli olmadan önce Attila İlhan’a yazdırdık. Yegâne eksiğimiz, filmi sipariş edebileceğimiz kadar vasıflı bir yönetmenimizin olmaması. Bir gün olacak. Bir gün bir ana öyle bir yönetmen doğuracak. O yönetmen büyüyecek, mekteplerde okuyacak, yönetmenlik sertifikasını alacak. Öyle abur cubur bir film çekmeden, birden, en mühim yönetmen olacak. Hepimiz bir biçimde bileceğiz, işte Atatürk’ün filmini yönetecek olan odur.
Biz biliriz aklın yolu birdir, birer tane en iyi Atatürk, en iyi Çanakkale filmi vardır. Bir tane en iyi Milli Takım Teknik Direktörü vardı, küstü bize, bıraktı. Eyvah. Nerelerden aldı Türk futbolunu tek başına, nereye getirdi. Daha nerelere getirecekti…
Bir gün sinemanın Fatih Terim’ini de doğuracak anası. Eğer onu küstürmeden başarabilirsek, birlik beraberlik içinde, kaynakları israf etmeden, denemeden, denemeyle vakit kaybetmeden, bir kerede başaracağız.
Nah başarırız.
Cemalettin N. TAŞCI