E Yani?
Erdoğan Kolomb’un Küba’da bir cami görmüş olduğunu buyurmuş ya…
Yıllardır sıklıkla tereddüde düşüyorum, bu kahvehane muhabbetlerini ciddi ciddi kürsülerden dile getirip durması sahiden onlara inandığından mı, yoksa kendisine rey verenlerin hislerine tercüman olarak siyasi rant elde etme çabasının bir parçası mı. Hemen her defasında, adamın bu zırvalara sahiden inandığı neticesine varıyorum. Sonra öyle bir zırva daha düşüyor ki yüksek katlardan, “bu kadarı da olmaz” diye yeniden düşünmeye başlıyorum. Bu işkenceye can dayanmaz ya…
***
Amerika’yı Müslümanların fethettiğinin resmen ilan edilmesi hakkında galiba herkes söyleyeceğini söyledi. Ben Erdoğan’ın bu derin hakikati ifşa ettiğini bana bildirenlere şöyle baktım ve… “E, yani?” dedim. E, yani? Diyelim Amerika’ya Kolomb’dan önce Müslümanlar çıkmışlardı. Daha önce de Vikingler çıkmıştı mesela. E, yani?
Ne yapacağız şimdi? Küba izin verirse, artık hangi tepesiyse Küba’nın, oraya zarif bir cami inşa edelim. “Madem zarif camiler inşa etmeyi biliyoruz neden Türkiye’de bu tuhaf şeyleri cami niyetine inşa ediyoruz” diye de sormayalım hatta. Sonra? Küba’ya cemaat mi ihraç edeceğiz?
***
Böyle bir lafı neden eder insan? Nasıl bir akla gelir böyle bir lafı etme fikri?
Bana iki tek ihtimal makul görünüyor, başka hiçbir alternatif gelmiyor aklıma:
Birincisi, Erdoğan kendi tabanına, “biz bir vakitler neler neler yaptık ve yine o dönemi ihya edecek olursak yine yaparız” diye gaz vermeye çalışıyor olabilir. E, yani?
12. Yüzyılda ne vardı da şimdi ihya edeceğiz?
Mesela Cumhuriyet, laiklik filan yoktu. Bu kargoları küpeşteden fırlattık mıydı, balon yine uçacak diyebilir miyiz mesela? İyi ama mesela havaalanları da yoktu. Bölünmüş yollar, hızlı trenler de yoktu. Belki Cumhuriyet değil de, Batının bu tuhaf icatlarını taklit edip duruyor olmamız sebeptir geri kalmışlığımıza.
Sonra mesela Osmanlı İmparatorluğu da yoktu. Türklerin İstanbul’u fethetmiş olmaları sebep olmuş olabilir yozlaşmaya. Bakın bu ihtimali ihmal etmeyin. İstanbul’u fethettikten sonra, bir yığın geleneksel kurum hızla çözüldü. İstanbul baştan çıkarmış olmalı Müslümanları. Şu Fatih Mehmed yok mu Fatih Mehmed…
Sonra mesela Yunus yoktu, Mevlana yoktu. Onlar da bozmuş olabilir Müslümanlığı. Abuk sabuk İslam yorumlarıyla Müslümanlığı yozlaştırmış olabilirler pekâlâ…
Benim bu konudaki fikrim şu: Müslümanlar 12. Yüzyılda —hatta 17. Yüzyıla kadar— akıllarını eskiden neler olup bitmiş olduğuna takıyor değillerdi. Sonra ağır ağır, nostaljik takılmaya başladılar. Eskiyi ihya etme hayalleri, İslam’ı saflaştırma projeleri imal etmeye başladılar. O gün bugündür de başları beladan kurtulmuyor.
***
İkincisi, “bu Müslümanlar insanlık tarihinde dişe dokunur hiçbir iz bırakmadılar” diye zırvalayanları ciddiye almış, sonra aksini ispatlamak için kendinizi paralamış, aksini ispatlayacak dişe dokunur bir şey bulamamış olursunuz. Kendi Müslümanlığınızı kendi içinize sindirebilmek için böyle zırvalara sarılırsınız. Yani Müslümanlığınız yüzünden çok derin bir aşağılık kompleksine gark olmuşsunuzdur, onunla baş etme çabasının tezahürlerinden biri olabilir böyle laflar.
Müslümanlar Erdoğan’ın (ve onun karşısına sıradağlar gibi dizilenlerin pek çoğunun) asla idrak edemeyeceği bir yığın dişe dokunur şeyler yaptılar. Ama yapmamış olsalardı da Müslümanlık, tanımı icabı, böyle rasyonalize edilebilir bir şey değil. İslam’a hakaret bu tutum.
Üstelik öte yandan Müslümanlara “ne işiniz var bu dünyada” deyip duranlar için hiçbir mana taşımıyor da, Müslümanların Kolomb’dan önce Amerika’ya çıkmış olması. Çünkü onlar, “e, tamam, bir vakitler bir işe yaramış olabilirsiniz, ama mevcut dünya siz olmadan çok daha yaşanır bir yer olabilir” diyebilirler. Atalarının marifetlerini sıralamakla, onlara yeni fantastik marifetler ilave etmekle kurtulunabilir bir suçlama değil bu. Başka şeyler lazım. Erdoğangillerin akıllarıyla akıl edilmeyecek şeyler…