Gâvurlaşmak
Ortalama bir Anadolu insanının kâbusu, çocuklarının gâvurlaşmasıdır. Başımıza gelen her musibetin gâvurlaştığımız, yani öz değerlerimizi kaybettiğimiz için geldiğinden hiç şüphesi yoktur. Koskoca imparatorluğu gavurlaştığımız için kaybetmişizdir, ve saire…
Haklı olmasalar da mazeretleri var. Mağlup olan her toplum az çok benzer bir ruh hali geliştirir: Bir vakitler, doğru bilgiye sahip olan, saf ve temiz bir topluluk iken, başarılıydık. Bozulduk, yenildik.
***
Fesi çıkarıp gâvurlaşmak istemeyenlerin dedeleri, en çok 80-90 yıl önce, “bundan gayrı fes giyeceksiniz” diyen Sultan Mahmut’u gâvur bellemişlerdi. Yani, aslında —bütün toplumların tarihi biraz öyledir ama— Türklerin tarihi, neredeyse kesintisiz bir gâvurlaşma tarihidir.
Yani her musibeti gâvurlaşmaktan bilenler elbette haklı değiller. Ama mazeretleri de yok değil. Kendi kendilerini Cumhuriyet muhafızlığı kadrolarına atamış, Cumhuriyeti şu gâvurlaşmaktan korkan, şu bidon kafalı, şu göbeğini kaşıyan ahaliden muhafaza etmeye kararlı olanların bazıları, ahalinin korkularına inat, her gâvurluğu ettiler. Gâvurluğun her türlüsünde bir kıymet vehmettiler.
Dahası, onlar da her bir musibeti gâvurlaşmaktan biliyorlardı: Araplaştığımız için yenilmiştik. Yoksa bizde ne cevher var idi…
***
Türkler aslında, kolayca gâvurlaşabildikleri için az zamana çok şey sığdırdılar. Bin yıl önce biz, Mezopotamyalıların beş bin yıl, Mısırlıların sekiz bin yıl önce biliyor olduklarını hâlâ bilmiyorduk. Onlarca kabile konfederasyonu kurmuştuk ama hiçbirini birkaç nesil hayatta tutabilmiş değildik. Yeryüzünde her anlamda bizden yüzlerce yıl ileri olan, onlarca medeniyet vardı. Onları, gâvurlaşarak yakaladık.
Dolayısıyla gâvurlaştığımız için yenildiğimiz kanaati, mesnetsiz bir masaldır. Ama bu masalın Anadolu’nun en yaygın ve en çok iman edilmiş masalı olduğu, bir gerçekliktir. Hem öyle bir gerçeklik ki, Türkiye’nin neredeyse bütün gerçeklikleri bu masala yaslanır. Mesela, Türkiye’nin tarihindeki bütün merkez sağ iktidarlar bu masal sayesinde iktidar oldular.
Menderes de, Demirel de, Özal da biliyordu ki, mağlubiyeti gâvurlaşmaktan biliriz. Ama aynı zamanda biliyorlardı ki, mağlubiyetin sebebi başkadır. Dahası, eğer doğru dürüst gâvurlaşmayı beceremezsek, maçın skorunu değiştirme imkânı da yoktur.
Erbakan merkez sağın bu ikiyüzlülüğünü deşifre ederek kendisine bir yer açmaya çalıştı. Galiba farkında değildi, ahali de ikiyüzlüydü. Gâvurlaşmaktan korkan ahali, bir yandan da, gâvurlaşmazsa dünyada kendisine bir yer bulamayacağını, ta genlerinden biliyordu. Erbakan sınırlı bir destek bulabildi.
Erbakan’ın yanında yetişenler, ısrar ettiler. Eğer gâvurlaşmamış kadrolar iş başına gelirse, memleketin yekûn problemlerinin akşamdan sabaha çözülüvereceği kanaatini beslediler. Ahali onlara inanmasa da, galiba söylediklerine kendileri inandılar. Kanarya Sevenler Derneği dâhil her bir teşkilatın başına, kendilerince gâvurlaşmamış birinin gelmesi için ne lazımsa yaptılar.
İşler yoluna girmedi. Yine seller bir yığın can aldı, depremde kerpiç damlara kurban verdik. Dünyada kriz çıkınca yine ekonomi dibe vurdu, yine işçiler işsiz kaldı. Yine mekteplerimiz, üniversitelerimiz cehalet üretiyor. Yine…
Mağduriyet masalı bu yüzden elzem: Memleketi düze çıkaracaktık ama şu gâvurlaşmış generaller, hakimler, TEKEL işçileri, köşe yazarları yok mu…
Bilin ki, sıra size de gelecek. Siz de az gâvurlaşmış değilsiniz yani.
Cemalettin N. TAŞCI