Hamaset Dış Ticaret Ürünü Olsa
Bugün 29 Ekim.
Ülkenin içinde yaşadığı şartları da hesaba katınca, sabah uyandıktan sonra yataktan kalkmadan… Şöyle birkaç dakika kendime terapi yaptım, anti-hamaset kürümü ikmal ettim. Her şeye hazırlıklı olduğum zannıyla, kendimden son derece emin bir biçimde kalktım. Yine de etrafa göz atmakta acele etmedim.
Sonra tahmin edebileceğiniz şeyler oldu. Nette gezinirken, WhatsApp mesajlarına bakarken, kendime duyduğum güven hızla erozyona uğradı. Memleket bir defa daha beni birkaç dakika içinde haşat etti. Kendimi ringde nakavt olmuş bir boksör gibi, hatta bol bol dayak yemiş bir kum torbası gibi buldum.
Hamaset bir dış ticaret ürünü olsa, cari açık diye bir derdimiz olmayacak. Ne yazık ki değil. Hamasetten gayrı bir şey üretemeyen, üretemeyecek olan budalalar otomobil filan imal etmeye kalkınca mesela… Eh tez vakitte öğreniyorlar, o işler onların işi değil. Otomobil imal etmek hamaset üretmekten farklı bir hadise. Dolayısıyla otomobili birilerine imal ettirip, kendi uzmanlık alanlarına rücu ediyorlar. Otomobilin hamasetini üretiyorlar.
Onların otomobil hamasetini çekemeyen ötekiler, zaten bugünkü büyük taarruz için hazırlıklarını ikmal etmişler, gün 29’a dönsün diye bekliyorlardı. Bir Cumhuriyeti doğru dürüst yaşatmayı becerememiş budalalar da, onun kuruluşuna dair hatıralardan müthiş bir bombardımana başladılar. Kafanı bir anlığına siperden çıkaramıyorsun. O kadar hazırlanmışsın filan… Ne desin!
“Durun, siz kardeşsiniz” demek geldi içimden bir an. Sonra fek ettim ki son derece manasız bir çıkış bu. Kardeşlik iyidir ama her kardeşlik değil. Kavgaların en büyükleri hep kardeşler arasında çıkar. Hayatta işe yarar herhangi bir şey beceremeyenler, hayatın tadını çıkarmak için gerekenlerin hiçbirine sahip olmayanlar, babadan kalmış —veya kaldığı varsayılan— ne varsa onu yağmalamak ümidiyle birbirlerine girerler.
Eh, tastamam aynı genetik koda sahip budalalar, iki kampa ayrılmış, birbirlerine manasız mesajlarını, videolarını, grafiklerini fırlatıp duruyorlar. Birbirlerinden farklı olduklarından değil, aynı ana babadan olduklarından, tıpatıp birbirlerine benzediklerinden, aynı derecede vasıfsız olduklarından…
Ne diyeyim, hepimize kolay gele.