Hasta Öldü

—      Doktor bey, “hayati risk yok” demiştiniz ama hastamızı kaybettik. Ne iş?

—      Gereken bütün tahlilleri yaptırdık. Hastanemizin tanı merkezi Türkiye’nin en iyisidir.

—      İyi de, hastamızı kaybettik…

—      Biyopsi sonuçları da temiz çıktı. Çok sevindirici bir şeydi. Yoksa maazallah…

—      Hasta öldü doktor bey, daha ne olabilirdi ki?

—      Operasyon öncesinde her şey kontrol altında tutuldu, merak etmeyin.

—      Hasta öldü.

—      Operasyonu en iyi cerrahlarımızdan biri yaptı. Kime sorsanız onu tavsiye ederdi.

—      Sorduk, onu tavsiye ettiler zaten ama…

—      Operasyon sonrasında da ne lazımsa yapıldı. Bu hususta hastanemiz Orta Doğu ve Balkanların en iyisidir.

—      Doktor bey…

—      Hastanın bütün ilaçları, tam zamanında ve gereken dozda verildi.

—      …

Bir ODTÜ mezunu olarak, ODTÜ mezunlarıyla müşterek çalışmak durumunda kaldığım hemen her işin sonunda, yukarıdakine benzer diyaloglar yaşamak zorunda kaldım. Bu yüzden derim ki hep, ODTÜ mezunları çözümleri bilir de, memleketin problemleri o çözümlere uymaz. Çoğu CHP seçmeni olan Aydınlanmacılarla konuştuğumda da benzer çaresizliği yaşadım. Taahhüt veya vaat ettikleri gerçekleşmemiş, bana metotlarının ne kadar akla uygun, ne kadar evrensel olduğunu, kendilerinin bu konularda ne kadar iyi olduğunu anlatıp durdular.

Ama şimdi bu tür diyalogları bile mumla arıyorum. Çünkü AKPliler, kaybettiğimiz hastamızı kaybetmemek için ne yapmamız gerektiğini öğrettiler bize durmadan. Hastamız onların ellerinde ölmüş, kendimizi suçlu bulmamız gerektiğini söylediler.

Danışmandan bozma iki bakancık, son günlerde olup bitenlerin üzerine, kameraların karşısına geçip bize akıl veriyor, ders veriyor. Kendilerini danışman yapan patronlarını aratmıyorlar.

***

Hastadır, ölür. Ölmeyebilecekken de ölür. Hastanın yakınları da tarifsiz acılara gark olur. Ateş düştüğü yeri yakar. Filan.

Ama…

Eğer bir sistem, “yahu bu hasta ölmeyebilirdi, ölmemesi gerekiyordu, doğru bildiğimiz her şeyi yaptık ama yine de öldü, acaba doğru bildiklerimizde bir kusur olabilir mi” diye düşünmüyorsa, daha birçok hasta ölecek demektir. Daha bir yığın haneye yangın düşecek demektir.

Yani ki, metot başka, vaadi başka ya, benzer şekilde kusur başka, öğrenmemek başka. Kusurdan öğrenmemek, kusurdan çok daha büyük bir kusur. Kusur ile kıyaslanmayacak bir kusur.

***

Eğer bir hastaya belirli bir tedavi metodu uygulanıyor ama ölüyorsa, bir sonraki benzeri de ölüyorsa… Muhtemelen belirli semptomlar yanlış yorumlanıyordur. Hastalık değişmiştir yani. Dünya hasta. Hep hastaydı ama son zamanlarda, uzun süre boyunca iyi netice vermiş tedavi metotları hastalığı hafifletmiyor, ağırlaştırıyor. Dünyanın hastalığı başka artık. Yapageldiklerimizi daha dikkatle, daha hassas biçimde, daha büyük ölçekte tekrarlamakla kat edilebilecek mesafe yok. Yapıp ettiklerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor.

AKP, daha ilk günden ortaya koydu ki, kendisinden öncekilerin, eleştirip durduklarının metotlarından başka metot bilmiyor. Metotlardan şüpheleri yoktu yani, doktorların hain olduklarını filan düşünüyorlardı. Yanlış olan metottu, onların derdi doktorlarla oldu. Hâlâ da öyle. Herhangi bir şey öğrenebilecekleri de yok. Bir şey öğrenebilecek kapasiteleri var mı, o da şüpheli.

Sonumuz hayır olsun, ne diyeyim.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin