Her Şeyden Mağdur
Yanlış anlamadımsa, yanlış anlaşıldığını ima ederek bazı düzeltmeler yapmış ama Her Şeyden Mağdur beyefendinin söyledikleri kelimesi kelimesine şöyle: Piyasalar 6,5 puan düşüyorsa, bunun sebebinin kimler olduğu ortadaymış. Kimlermiş peki? Köşe yazarları. İpe sapa gelmez şeyler yazmışlar, Her Şeyden Mağdur beyefendinin iğne oyası gibi işlediği güzelim ekonomiyi tarumar etmişler.
Beyefendi gecesini gündüzüne katıyor, tam memlekette her şeyi yoluna koyuyor. Kanatlanıp uçacak ülke. Bazı TSK mensupları olmayacak işler işliyorlar. Hoop, başladığımız noktaya dönüyoruz.
Neyse, yılmak yok, yola devam. Yeniden başlıyor, yek başına yedi düvelin yekûn şeytanlarının hakkından geliyor. Türkiye’yi ak istikballere hazırlıyor. Ah şu Yüksek Yargı yok mu? Birileri çıkıyor, pişmiş aşa soğuk su katıyor.
TSK’nın, yargının hakkından geldi, herhangi bir şey yapamaz hale getirdi, şimdi de haddini bilmez köşe yazarları mağdur ettiler Her Şeyden Mağdur beyefendiyi. 6,5 puan, dile kolay.
Yazmayın kardeşim! Anlamıyor musunuz, memleketin ekonomisi —gerçi nihayet doğru formülü bilen ve kararlılıkla tatbik eden emin ellerde ama— kuşun kanadından yel alıyor. Hey sen, oradaki! Sen de sakız çiğneme! Açılım da senin yüzünden aksamasın, bir mağduriyete de sen sebep olma. Sen de çamurlu pabuçlarınla kaldırıma bastın, şimdi bizi AB’ye almayacaklar, iyi mi!
Beyefendi yağmur yağarsa da mağdur, yağmazsa da. Her nasıl oluyorsa, hem en kahraman o, hem de yaptığı her şey nazdan nazik, hakkından gelmeye birkaç köşe yazısı yetiyor. Birkaç köşe yazısıyla yerle yeksan olmayacak bir ekonomi inşa etmeye aklı ermiyor ama medyaya nizam vermeye eriyor. Zaten sadece ona eriyor.
***
Her Şeyden Mağdur beyefendi şöyle devam etmiş: Bunlar edebe, adaba, hiçbir şeye sığmaz. Bir ülkenin yönetiminde bu tür anlayışların yeri olamaz.
Belagate bakın ki, ben anlamadım pek. Lafın gelişine bakınca edebe, adaba, hiçbir şeye sığmayan, sanki köşe yazarlarının yazdıklarıymış gibiydi. Ama köşe yazarları ülkeyi yönetiyor olmadıklarına göre, anlıyoruz ki ülkenin yönetimindeki anlayışlarmış edebe, adaba sığmayan. Yani mesela köşe yazıları ile piyasaların 6,5 puan düşmesi arasında ilişki kurmak gibi şeyler herhalde…
Bence de sığmaz. Bence de bir ülkenin yönetiminde bu tür anlayışların yeri olamaz.
***
Siyaset kelimesi, seyislik ile aynı kökten gelir. Yani siyaset vasıtasıyla yönlendirilen şey canlıdır. Bir otomobil gibi, her buyruğa boyun eğen bir otomat değil. Yani huyu, suyu vardır, hassasiyetleri vardır. Maharet o canlının huyunu suyunu anlamakta, onun bütün hassasiyetlerini hissetmektedir. Üstünde durmayı beceremiyoruz diye, atı bir otomobille ikame etmeye çalışmakta değil.
Neyse, neler diyorum ben? Siz de at gibi bir toplum yerine otomobil gibisini murad etmiyor musunuz zaten! Huyu, suyu olmasın, hoşlanmasını istediğiniz neyse ondan hoşlansın, hoşlanmasını istemediğiniz şeylerden hoşlanmasın… Bastınız mı gaza… Şöyle imrendiğiniz toplumlar gibi… Hiçbir sürpriz çıkarmadan…
Cemalettin N. TAŞCI