Hicap
TDK’ya göre: isim Utanma, utanç, sıkılma
***
Bir vakitler çalıştığım şirketin sahibi ile Trabzon’a gittik. Yeni seçilmiş belediye başkanı, kendisi için neler yapabileceğimizi görüşmek istemişti. Uçaktan indik, otele yerleştik, şehir merkezine gittik, bir köfteciye oturduk. Köfteci servisi yaparken “hayrola” diye sordu, “Trabzon’a neden geldiniz?” Suratında, mana veremediğim tuhaf bir istihza vardı. “Ne demek istiyor bu” diye düşünerek patrona döndüm. O da tuhaf tuhaf sırıtıyordu. Birden jeton düştü. Çünkü patron ancak mesele cinsellikle ilgiliyse böyle sırıtırdı. Anladım ki köfteci bizi, Trabzon’a Rus kızlarla yatmak için gelmiş zannediyordu.
***
Sana cevap veremeyecek –verse memurun haline getirdiğin savcılarla, yargıçlarla hesabını göreceğin– insanlara, mahalle kavgasında söylenmeyecek lafları söyleyeceksin, utanmayacaksın. Çalacaksın, yalan söyleyeceksin, utanmayacaksın. Memleketin içinde ve dışında birileri senin yüzünden ölecek, utanmayacaksın. Utanmaktan nasibi hiç olmayan insanların utançtan insan içine çıkamayacağı ne varsa hepsini alenen, uluorta yapacaksın. Sonra utanmayı bilmeyen suratınla gözlerimizin içine bakıp, “hicap duyarım” diyeceksin.
Bunun elinde galiba rakiplerinin uygunsuz kasetleri var. Çünkü bunlar, ancak yatak odasında yürütülen faaliyetlerden utanabiliyorlar. O da –herhalde– başkaları görecek olursa…
Bunlar İslam’ı sadece cinselliğin kontrolüyle alakalı bir şey zannediyorlar. Ahlakı, sosyal düzeni, siyaseti ve insani olan daha ne varsa hepsini, sadece cinselliğin kontrolünden ibaret bir şey zannediyorlar. Ömrümüz varsa, yine ortalığa manasız kasetler döküldüğünü göreceğiz galiba…