Hukuk Kimin İçin?
Yeni Genel Kurmay Başkanımız, “Hukuka saygılı olması gereken kurum, sadece TSK değildir” demiş. Şüphesiz haklı. Herkes hukuka saygılı olmalı. Bu “herkes”e TSK’nın da dâhil olduğunun altını bir defa daha çizmekte fayda var ama.
Hanefi Avcı bir kitap yazdı, yok satıyor. Kitaptan alıntılar yapıp Avcı’nın omzu üstünden etrafa ateş edenler, kitabın sadece son üçte birlik bölümünü okumuş gibi görünüyorlar. Karşı cenahta, siperlerin arkasına yatıp Avcı’yı yaylım ateşine tutanların da farkı yok. Hâlbuki kitabın tastamam üçte ikisi, Devlet’in hukuka nasıl baktığını anlatıyor. Devlet dediğimiz şeyin içinde hatırı sayılır bir hisse, elbette TSK’nın…
***
Tribünlerde olay çıkınca, “bir grup taraftar” filan dememiz alay konusu oluyor. “Olaylar falanca takımın taraftarlarına mal edilemez” desek, şiddetle fırça yiyoruz. PKK’yla mücadele kisvesi altında akla sığmaz pislikleri yapanlar, 28 Şubat’ta memurları fişleyenler, kimin kadın eli sıkmadığını, kimin namaz kıldığını kayıt altına alanlar, brifinglerde yalan yanlış bilgilerle memleketin bazı grupları ve vatandaşları hakkında haksız zanlar imal edenler bir grup TSK mensubu mudur yani? Bu suçlar TSK’ya mal edilemez mi?
Güneydoğuda suç işleyenlerin, 28 Şubat’ı yapanların, brifing alan güya hukuk adamları tarafından yargılanıp cezalandırılması imkân dâhilinde miydi? Değilse, bu işi TSK’nın yapması gerekiyordu. Eğer yapsaydı, Türkiye şimdi bambaşka bir Türkiye olacaktı.
Zahmet edip Avcı’nın kitabının ilk üçte ikisini okursanız muhtemelen göreceksiniz ki, Cemaat denen çete, gökten zembille inmiş değil. Göreceksiniz ki, yepyeni metotlar filan keşfetmiş de değil. 28 Şubatlarda filan hukuku hiçe sayarak bu memleketi kendilerine dar edenlerin metotlarını kopyalayıp iş yapıyorlar.
***
Uzun lafa lüzum yok. Beyanlarla yetinmeyin, uygun ve doğru teknikler kullanarak araştırın bakalım, TSK mensuplarının kaçı hukuka saygı duyuyor. Kafalarındaki Türkiye’ye ulaştırmayacaksa, kaçı için hukukun manası var? Benzer bir araştırmayı Cemaat mensupları içinde de yapsanız, farklı bir netice almazsınız.
Ayrıca araştırın bakalım, süpermarket kasalarında sıra bekleyen başörtülü kadınları yok sayan, onların önüne geçmekte bir beis görmeyen geri zekâlılar, bu cüreti nereden, kimden aldılardı. “Biz kimsenin böyle adilikler yapmasını istemeyiz” demek kâfi değil. Eğer birileri sizden cesaret alarak manasız işler yapıyorlarsa, bu da sizin çözmeniz gereken bir şeydir. Başörtülüler sızmasın diye Ordu Evlerinin kapılarında sergilediğiniz hassasiyet ve kararlılığın hiç değilse birazını sergileseniz, çözerdiniz zaten.
***
Son olarak, bu yazıyı okuyup, Cemaat’i haklılaştırmaya, meşrulaştırmaya çalıştığımı düşünecek olanlara bir not: Tıp hayli mesafe kaydetti, hastalığınızın tedavisi mümkün olmalı.
Cemalettin N. TAŞCI