İptila
Sandıktan ne çıkacak bilmiyorum. Sağdan soldan derlediğim bilgiler birbiriyle ciddi oranda çelişiyor. Ama kampanya döneminden birçok şey çıktı, onu biliyorum.
***
Bir defa, zırvayıtevilmedyası medyanın öteki kanadını “HDP’yi parlatıyorlar” diye suçlasa da, HDP’yi kendileri, üstelik de başka kimsenin yapamayacağı ölçüde parlattılar. Eğer HDP barajı geçerse, bunu AKP’ye ve zırvayıtevilmedyasına borçlu olacak.
HDP’nin ışıltısı sandığa nasıl yansır bilemesek de, Türkiye’nin önümüzdeki dönemine muhtelif biçimlerde yansıyacak, bunu tahmin edebiliriz. Yapılıp edilenler sandıkta yüzde onu geçmek için yapıldı evet, ama yapılıp edilenlerin yan ürünleri, ürünün kendisinden daha kalıcı ve daha müessir olacak. Her vakit olduğu gibi… Mesela Kürtlerin politikaları artık çok merkezli olacak. İmralı-Kandil aksının kendi aralarındaki gerilimlere rağmen bir biçimde tayin edici olduğu dönem sona erecek. Sadece HDP ve/veya Demirtaş değil, daha çok da bu kampanya döneminde gönüllü HDP destekçisi olan genç/okumuş kesimler Kürtlerin politikalarında hissedar olacaklar.
Bu hal, İmralı-Kandil aksını birbirine yaklaştırabilir ve seçim sonrasında memlekette şiddet tırmanabilir. Ama artık cin şişeden çıktı. Eski düzeni tesis etmek artık mümkün olmayacak. Şiddetten başka bir şey bilmeyenler, öyle veya böyle yalnızlaşacaklar. Evet, bu süreç zaman ister ama olacak. Kürtlerin politik enstrümanları çeşitlenecek ve zenginleşecek.
Bir ihtimal, İmralı bu gidişatı hissedip, ona göre pozisyon alabilir ve Kürtlerin Türkiye politik sistemine zenginleştirici ve terbiye edici bir unsur olarak eklemlenmeleri daha sancısız bir biçimde gerçekleşebilir. Umarım öyle olur.
***
Kürtlerin politik olarak mevzi kazanmaları, MHP’nin alanının genişlemesini kolaylaştıracak. AKP’den kaçışın şu anda yegâne adresi gibi görünen MHP, eğer Kürtlerin zenginleşmesini/zenginleştirmesini doğru değerlendirebilirse, kısa süre içinde AKP’nin yerine aday olarak temayüz edebilir.
Neticede, memleketin şiddete en yatkın kesimlerinin tercihi olan iki parti, bahse konu olan kesimleri şiddetten arındırabilecek bir imkâna kavuşacaklar. Eğer bu imkânı değerlendirebilirlerse —ki şimdiye kadarki performansları değerlendirmeye niyetli ve kabiliyetli olduklarını gösteriyor— toplumu dönüştürme anlamında çok önemli bir siyasetin üretimine katkı yapmış olacaklar. Yeter ki, AKP’nin siyasette alışkanlık haline getirdiği gerilim siyasetinin şehvetine kapılmasınlar.
***
AKP’ye gelince…
Ahalinin bir iptilasını istismar ede ede buraya kadar geldiler. Ama haftada bir, şöyle uçuvermek ve gerçekliğin acıtıcılığını bir süreliğine unutuvermek için afyon çekmek başka, afyonla kendini uyuşturmak için yaşamak başka. İkinci halde, her gün daha yüksek doz gerekir. Dünün dozu bugün kesmez.
AKP’liler şimdiye kadar afyonu çekip çekip naralanarak geldiler. Ama artık sadece korkularını bastırmak için uyuşturucu alıyorlar. Zırvayıtevilmedyası kendi uyuşmuş kafalarının ürünü olan bir dünyaya dair zırva imalatına zirve yaptırmış durumda. Makineler tam kapasiteyle çalışıyor ama naralanmaya yetecek cesareti sağlamak için lazım gelen talep karşılanamıyor.
Bu seçim, AKP’nin son seçimi olabilir. Bir sonraki seçimi kazanamayabilirler demiyorum, bir sonraki seçimde barajı geçemeyebilirler. Mesela yüzde beşe düşmüş olanı bile…
AKP’nin çöküşünde, CHP de dolaylı bir hisse sahibi olabilir. Çünkü, göründüğü kadarıyla, CHP oylarında gözle görülür bir artış olmayacak. Eh, AKP’nin arkasındaki ahali desteğinin ana kaldıracı CHP karşıtlığı idi. CHP’nin sahnedeki rolünün zayıflıyor olması, küsur yıldır memleket siyasetinin tayin edici aksı olan AKP-CHP aksının devreden çıkmasına yol açabilir. Bu durumda da, başta söylediğim MHP-HDP aksının tayin edici olma ihtimali güçlenir. Hal böyle olursa, artık ne MHP şimdiye kadarki MHP, ne de HDP Kürtlerin partisi olarak kalamaz.
Filan.
***
Elbette bütün bu süreçlerden, yeni partiler, yeni aktörler zuhur etme ihtimali hiç zayıf değil. Onların memleketin siyasi gerilim akslarını nerelere yerleştireceğini de şimdiden bilmek mümkün değil.