Neden Hep Aleviler Ölüyor?
Peşinen söyleyeyim, bilmiyorum.
Aslında çok tehlikeli bir soru bu. “Sormayayım” diyorum, aklıma düştükçe aklımdan uzaklaştırıyorum, “bak herkes sağduyulu davranıyor, sormuyor, sen de sorma” diyorum kendi kendime. Ama galiba sormayı erteleyemeyeceğimiz bir noktaya doğru hızla sürükleniyoruz.
***
Google’a “neden hep Aleviler ölüyor” diye sorarsanız, soruya uygun bir tek sayfa çıkıyor karşınıza. Uludağ Sözlük’ten bir sayfa. Hâlbuki “kestaneli ördek nasıl yapılır” diye sorsanız bile yüzlerce alakalı sayfayla karşılaşıyorsunuz. Sormuyor insanlar, neden hep Alevilerin öldüğünü. Sormak akıllarına gelmediğinden değil. Gelmemesi imkânsız zaten.
Uludağ Sözlükteki sayfa bile, tek başına, insanların bu soruyu dile getirmekten neden kaçındıklarını açıklamaya kâfi. Çünkü yine karpuz gibi ortasından ikiye bölünüyor cevap verenler. Alakasız bir sebeple birbirine cephe almış olanlar, bu soruyla karşılaştıklarında da, kendi cephelerinden cevap veriyorlar. Verdikleri cevapların soruyla hiçbir alakası yok. “Öleceksiniz lan” ile “katilsiniz lan” arasında hiçbir gri bölge de yok verilen cevapların arasında.
***
Türkiye neden hep Alevilerin öldüğünü sormuyor. Ama birilerinin aklına bu sorunun düştüğünün nasılsa farkında olan Erdoğan tetikçileri, kendilerince buradan da bir fırsat çıkarmaya çalışıyorlar. Âlemi Erdoğan ve ona karşı olan her şey olarak tasnif etmiş olan bu derin fikirli zevata göre, hep Alevilerin ölmesi, Erdoğan’ın iktidarına karşı tezgâhlanan bir komplonun bir parçası. Onlara göre her şey öyle zaten. Dolu, kiraz rekoltesini vurduğunda bile, Erdoğan’a karşı bir komplo çıkarabiliyorlar.
İyi de…
Aleviler kendi kendilerine ölmüyorlar. Erdoğan’ın polisleri (yani Erdoğan’ın “benim polislerim” diye sahiplendiği polisler) öldürüyor. Bu hesapça, Erdoğan’a tezgâhı, Erdoğan’ın polisleri kurmuş oluyor.
Olmaz mı? Olur. Paralelcidirler, Erdoğan’a zarar vermek için Alevi-Sünni gerilimini kışkırtmayı iş bilmişlerdir. Ama o vakit, Erdoğan’ın da bu polisleri tutup yargı önüne koyması lazım gelmez mi? İnsanları rastgele oradan oraya kaydırıp durmaktan daha makul bir tedbir değil mi, katil polisleri bulup yargı önüne çıkarmak, maksat Paralelcilerle dövüşmekse? Benim için, memleket için yapsın demiyorum, kendisi için, kendi menfaati için öyle yapması gerekmez mi? Yapmıyor. Aksine, canhıraş bir çabayla saklıyor katilleri. Neden?
Akla saydıkları şeyleriyle Erdoğan’a kalkan olmaya çalışanların söylediklerinden, şöyle bir tablo çıkıyor ortaya: Birileri, memlekette —patlamak için zaten bir kibrit alevinden daha çoğuna ihtiyaç duymayan— Alevi-Sünni gerginliğini kaşıyor. Artık emeli her ne ise… Bu emele ulaşmak için de Erdoğan’ı taşeron tutmuş. Onun polisleri vasıtasıyla ortalığı karıştırıyor.
***
Belki de şöyledir:
Ettikleri lafın nereye gittiğini bile fark edemeyecek zibidilerden —sadece kendisine “senden büyük yok” deyip durdukları için— köşe yazarları, televizyon programcıları imal edilmiştir. Benzer şekilde, şiddete zaten teşne olan memleket çocukları, polis üniforması giydirilip, “aslansınız, kim tutar sizi” diye —sırf kendisine kalkan olsun için— gaza getiriliyordur. Ortaya, hiç hesapta olmayan, hiç de kast edilmeyen bir yan ürün çıkıyor, Aleviler ölüp duruyordur.
Kim bilir?