Payanda

Dün dedim, bu rüzgâr Kılıçdaroğlu’nu götürür.

Eğer bu orantısız taarruz bundan birkaç yıl önce olaydı (mesela Meclis’te bir yumruk olayı olduydu, ondan sonra dediğim gibi), “bunlar Kılıçdaroğlu’nun koltuğunun sallandığını gördüler, ona payanda olmaya çalışıyorlar” derdim. Yani, “Kılıçdaroğlu çapını bildiğimiz adam, zaten dört bir yanda başımız belada, bir de Kılıçdaroğlu gider de ne yapacağını tahmin edemeyeceğimiz biri gelirse CHP de dert olmaya başlayabilir, Kılıçdaroğlu da zor durumda, biraz saldıralım da ‘yav bu şartlarda adama sahip çıkmak lazım gelir’ duygusu uyansın CHP cephesinde” diye düşünülmüş, o sebeple böyle bir taarruza geçilmiş olabilir diye düşünürdüm.

Şimdi öyle düşünmüyorum. İki sebeple…

Birincisi, AKP korosuna böyle bir ses verecek, onları hep bir ağızdan ciyaklatabilecek şefler var evet, ama hiçbirinin bu tür oyunlar tezgâhlayabilecek vasıfları yok gibi görünüyor bana. Yani evet, Kılıçdaroğlu zor durumda, evet, desteğe ihtiyacı var, evet, orada kalması AKP’nin menfaatine… Ama bunları alt alta yazıp, toplayıp, “haydi hep beraber” demeyi akıl edecek kadar aritmetik bilen kimse olduğunu zannetmiyorum.

İkincisi, AKP korosunun AKP’yi —daha önce hiç olmadığı kadar— tehdit altında hissettiğini hissediyorum. Neden böyle hissediyor oldukları hakkında çok da net bir fikrim yok. Aslında daha önce hiç olmadığı kadar tehdit altında filan değiller. Ekim’den bu yana dediğim gibi, bence, hep düşecekmiş gibi ama hep ipin üstünde tutacaklar reislerini. Tutuyorlar da zaten. Oldurmuyorlar ama ölmeyecek kadar yemlemeyi de ihmal etmiyorlar.

AKP’liler ve koro, bu hali hissetmiş, anlamlandıramıyor olabilirler. Ama alarmda olduklarına dair pek çok işaret var. Bu tür alarm durumlarında, “dur bir, Kılıçdaroğlu’nu kurtaralım da bir de CHP cephesine ilave sevkiyat yapmak zorunda kalmayalım” diyebilecek serinkanlılığı sergileyecek bir akıl da görmüyorum AKP cenahında…

İşin bir de öte yanına bakalım: Bu yaygara Kılıçdaroğlu’na payanda olur mu?

Eminim ki CHP’lilerin kafaları karışmıştır. “Kılıçdaroğlu’ndan behemehâl kurtulmak lazım” diyen CHP’liler, “dur bakalım, şimdi olmaz” noktasına gelmişlerdir. “Şimdi bayrak açarsak hain gibi görünürüz” korkusu düşmüştür yüreklerine. Hasım ordunun kuşattığı ve her yandan ok yağmuruna tuttuğu komutana sahip çıkmak gerekir. Filan…

Ama…

Bu yaygara Kılıçdaroğlu’na bir —bilemediniz iki— hafta kazandırır. İki hafta sonraki Kılıçdaroğlu, dünkünden çok daha zayıf, daha desteksiz biri olur.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin