Politikanın Wittgenstein’i
Kızım Wittgenstein’in Maşası adlı kitap hakkında konuşurken, sesinde ve ifadelerinde, Wittgenstein hakkında saklamaya ihtiyaç duymadığı bir hayranlık vardı. Buna mukabil, maçın diğer tarafı olan Popper’a saygı ve anlayışla yaklaşıyordu.
Eh, kitabın yazarları Edmonds ve Eidinow’un tercihleri de çok farklı sayılmaz.
***
Wittgenstein mühim biri. Ama bana göre iki Wittgenstein var. Biri, hakkında Popper’ı şömine maşasıyla tehdit ettiği hikâyeleri yazılan, Tractatus yazarı Wittgenstein, diğeri ise Avusturya’nın taşrasında Philosophical Investigations çiziktiren Wittgenstein. Birincisi, bulmuş ve öğreten —öğrenemeyen bizleri de şömine maşasıyla hizaya sokmaktan imtina etmeyen— biri iken, diğeri araştıran, araştırmalarının eskizlerini yayınlamakta bile gönülsüz biri. Birincisi, insan türünün en karmaşık ürünü olan —felsefenin o güne kadar dokunmaya bile teşebbüs edemediği— lisanı fethetmiş biri iken, diğeri —lisanı kavramayı geçtik— lisana yaklaşmaya çalışmakta bile elindeki enstrümanların yetersizliğini hissetmiş biri.
İki Wittgenstein var, biri 19. Yüzyılın adamı, diğeri ise 21. Yüzyılın. Wittgenstein, bence, bu yüzden mühim. Sadece Wittgenstein’in nerede, nasıl ve neden kırıldığını anlayarak, özelde Batı medeniyetinin ve genelde insanlığın kavram haritasının nasıl değiştiğini anlamak konusunda benzersiz mesafe alınabilir.
Benim —burada da sergileyip durduğum— tutumumu anlamış olan herhangi biri, ilk Wittgenstein’dan hiç hazzetmediğimi, buna mukabil ikincisine müthiş sempati beslediğimi tahmin edebilir. Popper ise başka biri. Sadece kendi çağdaşlarının değil, büsbütün 19. Yüzyılın ölçüsüz hayalleriyle zehirlenmiş olan bütün bir felsefenin panzehri bana göre. Üstelik kimselere şömine maşası filan sallamadan…
***
Wittgenstein, özellikle de ilki, sıcak biri. Popper ise serin.
Klasik geyik var ya hani, “evlenilecek kadın başka, âşık olunacak kadın başka” gibi… Feministler bu sınıflandırmaya itiraz ediyorlarmış. Nedense… Aynı aforizma erkekler için de üretilebilir hâlbuki: Evlenilecek adam başka, âşık olunacak adam başka. Wittgenstein’a mesela, âşık olabilirsiniz. Ancak âşık olabilirsiniz. Ama evlenmeye kalkarsanız, akşam karnınızı aşkınızla doyurmak zorunda kalmanız işten değil. Popper’a âşık olmak ise zor. Ama mesuliyetlerini taşıyacağından emin olabilirsiniz.
***
Hayatta Wittgenstein’lara ihtiyaç var. Ama Popper’lar olmazsa olmaz.
19. Yüzyıl Wittgenstein’ların yüzyılıydı. 20. Yüzyılda başımızı derde sokan hemen her şey, aha o Wittgenstein’ların zırvalıklarının neticesiydi.
Türkiye’de, her alanda olduğu gibi siyasette de Wittgenstein’lara ihtiyaç var. Mesela Erdoğan’a… Ama elinizdeki yegane mal Erdoğan’sa, sahneye girecek olan herkese Erdoğan bir prototip olarak dayatılıyorsa… Yandık demektir.
Yandık zaten.