Savaş

Bu bir savaş.

Paris’in göbeğinde bunca saldırıyı eşzamanlı olarak gerçekleştirmek… Bence başka türlü adlandırılamaz. Zaten herkes de savaş terminolojisiyle konuşuyor.

Eğer bir savaş varsa ve savaş hakkında konuşacaksak, savaşın tarafları arasında bir tercih yapmak zorundaymışız gibi bir genel kabul var anladığım kadarıyla. Benim böyle bir kabulüm yok. Savaşan tarafların ahlaki/insani değerleri arasında bir tercih yapmak durumunda hissetmiyorum kendimi. Ayrıca şunu da biliyorum ki savaşta ölenler, genellikle, savaşın taraflarından biri değiller. Onlar için içi yanıyor insanın, amenna. Savaş bir noktada beni yakalayıp ölümüme sebep olursa, benim için de içi yananlar olur herhalde.

Ama savaş sürer gider.

Her savaş bir dizi ahlaki/insani değerin şemsiyesi altında yürütülür. İkinci Dünya Savaşı misal, insanlığın arındırılması fikrine karşı, insanlığın çeşitliliğinin müdafaası gibi özetlenebilecek ruh halleriyle sürdürüldü. Ama emperyalist menfaatlerin çatışmasının başka türlü çözüme kavuşturulamaması yüzünden başlamış ve sürdürülmüştü. Türk-Kürt savaşı misal, vatanın bölünmez bütünlüğüne karşı özyönetim hakkının savaşı gibi görünüyor. Hâlbuki bölge düzeninin sürdürülmesinin bir enstrümanıydı, şimdi bölgenin yeniden tasarımının bir enstrümanı haline dönüştürülüyor.

Savaş boktan bir şey. Hep beraber lanetleyelim. Siz zaten lanetliyorsunuz da, ben de lanetleyeyim. Eee?

Savaş, her vakit, bir dönem hayatiyetini muhafaza edebilmiş olan bir denge halinin artık miadını doldurmuş olduğunun bir göstergesi oldu. Bir nevi siyasi/sosyolojik deprem hali. Siyasi/sosyolojik fay hatlarında, dengenin sürdürülmesi sürecinde biriken enerjinin açığa çıkması gibi bir şey. Dünyada 1960’lardan bu yana her şeyin ne kadar hızla değiştiğini hesaba katacak olursak, sabit kalmasını istediğimiz şeylerin sabit kalmasının ne kadar imkânsız olduğunu görebiliriz. Bir deprem zaten kaçınılmazdı yani.

Aydınlanma aklı, bizi, yani insan denen türü, mesela 17. Yüzyılda olduğumuzdan daha iyi hale dönüştürdü. Sadece daha zengin, daha sağlıklı, daha uzun ömürlü filan kılmasını kastetmiyorum, birbirimize daha saygılı, birbirimizin hukukunu daha çok kollayan, daha barışçı varlıklar haline de geldik. Bu dönüşümün –biyolojik temelinin yanı sıra– şehirleşme, eğitim, yeni bölüşüm teknolojileri, yeni örgütlenme teknolojileri filan gibi sayısız mekanizması var. Bunları biz, yol boyunca, kendimiz, Aydınlanma aklı marifetiyle ürettik.

Eskisinden daha iyi insanlarız. Delil mi istersiniz? Paris saldırısı benzeri bir şey 17. Yüzyılda vuku bulduğunda (ki sıklıkla vuku buluyordu), sizin dedelerinizin dedelerinin kılı kıpırdamıyordu –eğer haberleri oluyorduysa. Biz ise, hiç tanımadığımız insanlar için üzülüyor, bu işten zarar görecek başkaları için endişeleniyoruz.

Biz dedelerimizden daha iyi insanlarız. Eğer dedelerimiz milyonluk şehirlerde yaşıyor olsalardı, sizi temin ederim, her gün her şehirde Paris saldırılarını andıran katliamlar gerçekleşirdi. Kimsenin kılı da kıpırdamazdı ayrıca.

Mesele şu: Örgütlenme anlayışlarımız, bölüşüm teknolojilerimiz, eğitim sistemlerimiz ve daha ne varsa, bizim kadar iyi insanlar için uygun değil. Bizim kadar iyi olmayan dedelerimiz, daha iyi insanları mümkün kılacak kavramları ürettiler. O kavramlarla alınabilecek yolu aldık. Yol boyunca, insanların kaliteleri ile kavram haritasının varsayımları arasındaki vites farkından bir yığın fay kırıldı. Bir yığın deprem oldu. Kitleler halinde birbirimizi öldürdüğümüz de oldu mesela. Ama üç yüzyılda olağanüstü ölçüde değiştik. Olağanüstü karmaşık sistemler kurduk, çalıştırdık.

Şimdi?

Geldiğimiz noktada, bizi buraya taşıyan kavram haritasıyla kat edebileceğimiz bir mesafe yok. Artık kurumlarımız/kavramlarımız, bize kıyasla çok ilkel. Daha çoğunu hak ediyoruz.

Bu savaş, kurumlarımızın/kavramlarımızın yetersizliğinden kaynaklanan bir savaş. Enerjisini, kurumlarımızın/kavramlarımızın bizim vasıflarımız ile uygunsuzluğundan, orantısızlığından alan bir savaş. Ve biz kurumlarımızı/kavramlarımızı yenileyene kadar da sürecek. Yeni kurumlar/kavramlar yaratana kadar sürecek yani.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin