Seba
Sistemler hakkındaki temel metinler, sistemlerin vasıflarını sayarken, hiç sektirmeden hiyerarşiden söz ederlerdi. “Sistemlerin hepsinde bir tür hiyerarşi vardır” manasına…
Son zamanlarda, herhalde hiyerarşi kelimesinin yükü sebebiyle, katmanlaşma tabiri tercih ediliyor. Bu tercihte zuhur etme (emergence) kavramının da payı olduğunu düşünüyorum. Sistemin unsurlarının etkileşiminden bir şeyler zuhur ediyor, zuhur eden şeylerin etkileşiminden başka şeyler zuhur ediyor, katmanlar böyle üst üste yığılıyor.
Fertlerin etkileşiminden, her ferdin diğer fertlere göre pozisyon almasından muhtelif şeyler, mesela iktisat, sanat, politika filan zuhur ediyor. Zuhur eden her şeyin, zuhur eden diğer şeylerle ve elbette toplumun fertleriyle karşılıklı etkileşimi var ama yine de bir siyasi partiyi bir sanat akımından ayırt edebiliyoruz. Beşiktaş kulübü, Beşiktaşlı taraftarlardan bağımsız değil, AKP politikalarından da bağımsız değil. Ama memleketin spor kamuoyunun veya politikasının halinden yola çıkarak, Beşiktaş kulübünün halini ve istikbalini tahmin etmek mümkün değil. O artık başka bir katmanda, kendisi ile aynı katmandaki başka unsurlar ile etkileşimine göre davranan bir unsur.
Politik partilerin muhtelif katmanlarla ve kendi katmanlarındaki diğer unsurlar ile etkileşiminden bir tür ideolojinin yanı sıra parti yönetimi, yönetim tarzı, genel başkanları filan zuhur ediyor. Böyle katmanlaşıyor sistem.
***
Kulüplerin taraftarları mesela, aslında birbirlerine göre pozisyon alıyorlar. Kulüplerin futbol takımları birbirlerine karşı rekabet ediyor. Kulüp başkanları da birbirlerine karşı…
Ama mesela bir başkan, rakip kulüplerin futbol takımlarının ve taraftarlarının da saygısını kazanabilir. Bunu başarmak, hele de sportif başarı elde ederken başarmak pek kolay değil. Ama imkânsız da değil. Bunu başarabilen bir adam hayatını kaybetti. Herkesin ondan öğrenebileceği pek çok şey var. Ne yazık ki öğrenmeye hevesi olanların hiçbiri sahneye çıkamıyor.
Siyaset, Seba gibi insanlara en çok ihtiyaç duyulan alan. Kendisine oy vermeyen ve vermeyecek olan insanların da saygı duyduğu insanlar siyaset sahnesinde bulunsalardı, her şey bambaşka olurdu.