Suçlu İmal Etme Tiryakiliği
Tam da bu kelimelerle olmasa da, ne demişti Foucault: Modernliğin tarihi, suçlu imal etme tarihidir. Çok değil otuz yıl önce, yani mesela beyin ameliyatları sırasında ameliyathanelerde sigara içilebiliyorken, gün gelip sigara içenin suçlu olacağını tahayyül edebilir miydiniz?
Sigara yasağı bahane. Üzerinde konuşmaya çalıştığım şey, arkasındaki zihniyet. Nihayetinde, veririm dilekçemi, emekli olur, köşeme çekilir, sigaramı tüttürürüm. Benim gibi tiryakilere emekli aylığı ödenmesi yasaklanana kadar idare ederim. Sonrası Allah kerim. “Yok, o kadar da değil” demeyin. Emekli aylıkları, son tahlilde, bir kamu kaynağı değil mi? Kamu kaynaklarına çok ihtiyacı olan onca insan varken, kendisini sigarayla zehirleyecek kadar sorumsuz olanlara emekli aylığı ödenmesini içine sindiremeyecek birileri elbette çıkacaktır.
Bugünlere şıp diye gelmedik. Suçtan önce suçluluk duygusu imal edildi. Sigara içenlerin suçluluk duyması için ne gerekiyorsa yapıldı. Bir yerlerde tasarlanmış bir komplodan filan söz etmiyorum. Sözünü ettiğim şey, modern toplumlardaki yapısal bir zaaf. İşsiz güçsüz birileri, ıssız köşelerinde âlemin istikbali hakkında derin tasalara gark oluyorlar. Birden küçücük içlerine sinmeyen bir şeylerin farkına varıveriyorlar. Küçücük akıllarıyla adını koyuveriyorlar ki, mesela sigara, fevkalade zararlıdır, behemehâl yasaklanmalıdır.
Buraya kadarı dert değil. Böyle birileri insanlık tarihi boyunca her dönemde herhalde oldu. Akıllarına da tuhaf yasaklar düştü. Lakin modern toplumların ciddi bir farkı var. Mikroplardan korursanız bünyenin sağlığa kavuşacağına, zararlılardan arındırırsanız toplumun sağlıklı bir düzene sahip olacağına duyulan mesnetsiz iman çok yaygın. Dolayısıyla hemen her türlü yasaklama fikri, neredeyse hiçbir dirençle karşılaşmadan, zihinden zihne sirayet ederek, bünyenin farklı dokularına yayılabiliyor. Kimi modernler kadınların başını örtmesini yasaklamak, kimileri ise açmasını yasaklamak istediklerinde, eh, her birinin yayılması diğerininkine çarpınca durabiliyor. Ama bütün modernlerin üzerinde mutabık kalacakları bir yasak akla düşmüşse, çareniz yok.
Sigara yasağına çanak ve alkış tutanların kendileri için bir şey istemediklerinden eminim. Toplumu sterilize etmek, temizlemek konusundaki vazifelerini ikmal etmiş olmanın sağladığı yücelik duygusu kafidir. Otomatik Piyanodaki mühendisler gibiler. Vonnegut’un romanında, otomasyon sebebiyle, bir avuç mühendis hariç, hemen herkes işsiz kalmıştır. Bu mühendisler, kendilerini de işsiz bırakacak olan makineleri muazzam bir vazifeşinaslıkla kurmaktadır. Sigara yasağının mucitleri de, günü geldiğinde, kendilerinin de kodese tıkılmasını gerektirecek nihai suçu icat ederken zerre tereddüt etmeyeceklerdir, şüpheniz olmasın. Zaten hepimiz içeri tıkılmadan içlerinin rahat etmesi de mümkün görünmüyor.
Elbette merak filan etmiyorlar, sigara içmek suç haline getirilip yeraltına itilince neler olacak. İçimi suç haline getirildiğinde, sigaranın bir yığın genci, başka, daha tehlikeli mecralara taşıyan bir köprü halini alacağını filan akıl edebilecek kadar akılları yok. Onlar âlemi temizlemek için üstlerine düşeni yaptılar. Ne çare, insanlarda iş yok, suça batmaktan kaçınmıyorlar. Bir de onlar olmasaydı, varın siz düşünün insanlığın hali nice olacaktı.
Cemalettin N. TAŞCI