Utanmak Yok, Yola Devam
Erdoğan, yani tuttuğu her işi koparan, bütün dünyanın “vay ne lider” diye hayranlıkla ve kıskançlıkla izlediği ulu, yüce reis Moskova’ya gitmiş ve yine, bir defa daha, birkaç ay içinde ikinci defa, Moskova ile her türlü problemi çözüp dönmüş. Yine, bir defa daha, her istediğini, hatta fazlasını almış.
Her istediğini?
Eh, domates mevzu biraz sıkıntılı. Rusya’nın da tarımını korumak istediğini beyan etmiş asrın ikinci büyük lideri. Yani Putin. Müteşebbisler kredileri geri ödesinler, ona da bakılacak ama… Telaşlanmayın.
Domatesten başka her istediğini almış mı?
Öyle görünüyor.
Mesela Rusya’nın PKK’yı terör örgütü olarak tanıması, PKK’nın Rusya’daki faaliyetlerine son vermesi gibi bir şeyler? Rusya’nın PYD ile ilişkisine son verilmesi?
O hususlarda bir şey yok.
Rahmetli anneannem, rahmetli dayıma bir şey yaptırmaya çalışıp da sözünü geçiremeyince beni sıkıştırır, “seni seviyor, sözünü dinliyor, ben yaptıramıyorum söyle de şöyle yapsın” derdi. Sonunda dayanamadım, “anneanne, dayım benim sözüme kıymet veriyor çünkü ben ona ‘şöyle yap, böyle yap’ demiyorum” dedim. Erdoğan da benim gibi basiretli davranmış anlaşılan. Alamayacağı şeyi istememiş. Böylece her istediğini almış.
Bütün bunları nereden çıkarıyorum?
Dünyanın en büyük iki şaklabanının —pardon liderinin— görüşmelerden sonra basın önünde yaptıkları açıklamalardan biliyorum. Artık normalleşme bitmiş, işbirliği dönemi başlamış. Üzerinde anlaştıkları hususları bir bir sıralamışlar. Sıralanan şeylerin arasında PKK, PYD filan yok.
Sonra gazeteci kadrosundan, açıklamaları salonda dinleyenler domatesi, vizeyi filan sormuşlar. Akıllarına PKK, PYD gelmemiş, sormamışlar. E şimdi, domatesin yanında PKK, PYD filan sorulur mu? Siz gazeteci olsanız sorar mısınız? (Hah işte tam da o yüzden, olağanüstü performanslarıyla göz kamaştıran, jet hızıyla yükselen, bütün dünyayı kıskandıran Türkiye ve Rusya’da gazeteci bordrosundan nasiplenemiyorsunuz.)
***
Sonra, uçakta mevzu olmuş PYD. Şöyle geniş zamanda. Herhalde reis “e üstad, sormayacak mısınız PYD meselesini” diye yol vermiş olmalı ve biri de “Sayın Erdoğan, bir de PYD ile Rusya’nın işbirliği mevzu vardı” demiş olmalı.
O sayede öğreniyoruz ki Erdoğan fotoğrafları masaya koymuş, Putin de “buna göz yumamam, biz böyle şeyler yapmayız, inceleteceğim” filan demiş. Putin’in yalanlayamayacağı yerde bir kahramanlık, bir kahramanlık. Allah bu ulu, yüce kahramanı ve o kahraman gazetecileri başımızdan eksik etmesin.
***
Bağlantıda bir video var (https://www.youtube.com/watch?v=VweMGyjXOnM). Köpeklerden biri sahibinin ayakkabısını parçalamış, sahipleri de onları azarlıyor. Videodan da anlıyoruz ki, utanmak insana has bir şey değilmiş, bir ölçüde diğer memelilerde de varmış demek ki.
Ve bu ilkel memeli türlerine has duygudan bazı insanlar kendilerini kurtarabilmiş, özgürleşebilmişler. Gelişmişler yani. Şimdi onlar gözümüzün içine baka baka yalan söyleyebiliyor, sahibinin memleketini parçalayıp yine de dümdük gözünün içine bakabiliyorlar, sizden/benden farklı olarak. Memleket o sayede uçuyor besbelli.
Uçsun.
Utanmak yok, yola devam.