Yarın
Memlekete siyasetin nasıl bir seyir izleyeceğine dair uçuk bir tahminim var. İki aya kalmayacak, meclise bir kanun tasarısı gelecek. Tasarı yerel yönetimlerin mali kaynaklarını sekize, ona katlayacak. Elbette sadece belediyelerin mali kaynaklarıyla sınırlı olmayacak tasarı, merkezi yönetimin birçok görevi de yerel yönetimlere devredilecek. Belediye Başkanları bugün zaten bölge milletvekillerinden daha etkililer siyaset sahnesinde. Kanun çıkınca Belediye Başkanlarının imkânları ve dolayısıyla da güçleri olağanüstü artacak.
Bu süreç içinde Erdoğan yeni düzenlemenin yanında yer alacak. Yerinden yönetim filan gibi kavramlar etrafında tartışıyor gibi görüneceğiz ama yine, yıllardır olduğu gibi, bir yanda Erdoğan, öte yanda herkes itişip duracak. Ama tuhaf bir durum ortaya çıkacak. Bu defa AKP grubu da gidişattan rahatsız olacak. Davutoğlu parti ile Erdoğan arasında kalacak. AKP grubu açıktan karşı çıkamasa da, Erdoğan’ın aldığı pozisyona, Davutoğlu’nu sıkıştırarak karşı koyacak. Buna mukabil, Büyükerşen, Kocaoğlu gibi muhalif aktörler Erdoğan’ın yanında yer alacak.
Bu süreç içinde, elbette, büyük ölçekli kamu projelerinin önemli bir bölümü Belediyeler marifetiyle gerçekleştirilecek hale gelecek. Dolayısıyla rant dağıtma işinde Belediyelerin hissesi artacak.
Neticede sahnede Erdoğan ve Belediye Başkanları kalacak. Partiler ve Meclis şimdikinden daha soluklaşacaklar. AKP’liler Erdoğan’larının kendilerine bunu neden yaptığını anlayamayacaklar. Erdoğan yalakası köşe yazarları, minareye kılıf uyduracak, zırvayı tevil edip duracaklar. Çünkü bu defa havuzu Belediye Başkanlarının ihale verdiği kişiler dolduruyor olacak.
Erdoğan üzerine düşeni yaptı, defalarca söyledi: Esas olan partidir. Söyledi, hatırlıyorsunuz değil mi? Söyledi ve kendisine her türlü ikbal kapısını açmış olan AKP’ye borcunu ödedi. Lafının hal diline uyması elbette gerekmiyor. Gayrı AKP düşünsün.