Go diye bir oyunun mevcudiyetini ve kurallarını, küçükken, Bilim ve Teknik dergisinden öğrenmiştim. Hemen bir tahta çizmiş, pullar kesmiş, birilerine bildiklerimi aktarmış, oynamaya çalışmıştım. Kuralları bilmek ile oynamayı bilmek arasındaki farkı, zannımca, ilk defa Go sayesinde hissettim. Benzer bir duyguyu, mesela satranç öğrendiğimde ve oynadığımda hissetmemiştim. Elbette satrancı da doğru dürüst oynayabiliyor değildim ama oynamayı