Fırat’ın doğusunda bir süredir cari olan statüko ortadan kalktı. Tabii olarak hepimiz yeni şartların ne manaya geldiğini merak ediyoruz. Lakin bu hususta hükme varmak için erken olduğunu düşünüyorum. Aslında iki gündür yazdığım mevzuları sürdürecektim ama Murat Sevinç mani oldu. Sevinç’in yazısı Kürt sorununa dair daha önceki bir yazının devamı niteliğinde kaleme alınmış olduğu halde, neredeyse,
Gazete Duvar’daki tercümesine göre, Muhammed Ayyaş demiş ki, “İran İslam Cumhuriyeti, uzaydan gelmiş bir devlet değildir, kökleri yeryüzünün diğer ucundan çıkacak kadar eskidir. Ancak ABD’nin köklerine gelince, milyonlarca Kızılderili’yi nasıl katlettiği ve kolonyal işgalin yeryüzünün gördüğü en iğrenç biçimiyle kafataslarının üzerinde yükseldiği bilinmektedir.” Haklı mı? Haklı. İran ile ABD arasında bir taraf olma filan derdim
Nişanyan sebep kavramının zaman içindeki değişiminin peşine düşmüş. Bence ufuk açıcı. Bildiğim şeyler değil ama hissettiklerime uymuş gibi geldi Nişanyan’ın dedikleri. Sabah erkenden kalkıp, teşkilatlanıp ormana gidip geyiği vurmazsan açsın. Ama eğer ormanda geyikler olmasaydı, doğurup durmasalardı, istediğin kadar hazırlan, teçhizat kuşan, nafile. Karnını doyurabilmenin sebebi sen değilsin, senin hazırlıkların değil yani. Eğer Gediz’den kanal
Geçtiğimiz hafta, muhtemelen haberdar oldunuz, interaktif bir film gösterime girdi, Black Mirror Bandersnatch. İnteraktif, yani filmin akışında sizin de, seyirci olarak, dahliniz var. Teknoloji uzun süredir müsaitti. Dolayısıyla daha önce başka örnekleri de üretilmiştir diye düşünüyordum ama edebiyatta ve bilgisayar oyunlarda daha önce uygulanmış olan teknolojinin, doğru bilgilendirildiysem, sinemadaki ilk denemesiymiş. Böyle bir teknolojinin ilk
Goethe, bildiğiniz gibi, Faust’u bir Alman halk hikâyesini tepetaklak ederek yazmıştı. Hikâyenin orijinalinde, esasen iyi kalpli ve iyi yetişmiş bir insanın, hırsına mağlup olup, güç mukabilinde ruhunu şeytana sattığında başına gelecek belalar anlatılıyordu. Klasik “hikmet” işte… Goethe’nin Faust’unda da iyi yetişmiş bir hekim, yine güç mukabilinde, ruhunu şeytana satar. Ama Goethe’nin Faust’unu bu lanetli anlaşmaya