Berktay ilginç bir şey deniyor. Doğru anlıyorsam, “düşünürken, konuşurken, yazarken müracaat ettiğimiz kavramlar nötr değil, Batılı” demeye çalışıyor. “Bir kavram haritamız var, bir nevi alet çantası. O alet çantasındaki araç gereç başkalarının kendilerine göre, kendi ölçülerine göre geliştirdikleri şeyler, bizim elimize pek yakışmıyor.” Galiba böyle diyor. Galiba bunu önemsiyor. Ve galiba… Bunun böyle olmayabileceğini düşünüyor.
Kamuoyu araştırmaları yapmaya başladığımda, yaş grupları arasındaki tutum farkları bana açıklamaya muhtaç görünmüştü. İşin uzmanları —sosyal bilimciler, siyaset bilimciler— mevzuu normal görüyor, anlaşılır buluyor, dolayısıyla da benim “neden ki” diye sormamı yadırgıyorlar, acemiliğime, cehaletime, mühendisliğime yoruyorlardı. Her üç tespitlerinde de haklılardı ama ben henüz onların haklı olduklarının farkında değildim. Esasen onların tespitleri umurumda da değildi,
Her şeyi olduğu gibi ekonomiyi de çürüten Reislerine belki birkaç rey kazandırır ümidiyle Abdülhamid’i zelil eden rezillerden, bu haftaki bölümde Yeni Zelanda’da bir camiye saldıran bir saldırgana karşı kükreyen bir Abdülhamid bekliyorum. Yeni Zelanda olmazsa mesela Hindistan da olur, gerçeklikle bir nebze irtibatı olsun denirse… Gerçeklik, irtibat… Bu reziller sürüsü… Neler diyorum ben! Malum heyetten