Ailelerinize Mukayyet Olun

Ailelerinizi koruyun.
AKP Genel Başkanı olarak mı, Cumhurbaşkanı şapkasıyla mı bilmiyorum, bay Erdoğan, içinde bulunduğumuz yılı “Aile Yılı” ilan etmiş. Geride bıraktığımız yılı “Emekliler Yılı” ilan etmişti, emeklilerin başına gelenler malum.
Zat-ı şahaneleri, ilaveten, esnafın fahiş fiyatların sorumlusu olduğunu iddia etmiş ve bizi boykota davet etmiş. Ahalinin yüzde sekseni zaten mecburi boykot halinde. Erdoğan sayesinde… Erdoğan’ın “aklı” sayesinde. Ve tastamam aynı akıl sayesinde, kalan yüzde yirminin alım gücü, mevcut fiyatlardan şikâyetçi değil. Gelirleri fiyatlardan daha hızlı artan bir kesim var.
Elinin değdiği her şeyi çürüten Erdoğan, her sabah biraz daha yüzsüzleşerek kalkıyor yataktan, orada “Aile Yılı” ilan ederek, burada manasız gösterilerle, “icraat adamı”ymış pozu kesiyor. Bütün ipleri eline topladığından beri iyice rayından çıkmış olan memlekette, nihayet, geldiği nokta bize akıl vermek. Satın almayacak, boykot edecekmişiz. Elektrikten doğalgaza, fiyatını senin belirlediğin her şeyin fiyatı ücretlilerin gelirlerinin sekiz, on katı artarken, bize akıl vermek sana mı düştü?
Akıl verenin aklına bak.
Bizim böyle, “aklı kendine çok gelen”, kendi aklını çok beğenen bir Cumhurbaşkanımız daha olmuştu, hatırlayan hatırlayacaktır: Kenan Evren. Böyle boş beleş konuşur, ahaliye akıl vere vere gezerdi. Onun da etrafında “ne güzel buyurdunuz paşam” diyen aşağılık/satılmış bir sürü vardı. Onun lafına laf eden de soluğu kodeste alırdı. Ama o kâbus bu kadar uzun sürmediydi.
Neyse, siz, siz olun, ailelerinize göz kulak olun. Erdoğan bu, dokunduğu hiçbir şey iflah olmuyor.
Birilerinin “hepimizin adına” her birimizin doğru yerini belirlemesi gerektiği, aksi halde kimsenin yerini bilemeyeceği kanaatine sahipseniz, biri çıkar “o işi ben yaparım ama bana yeterince yetki vermelisiniz” der, sesinizi çıkaramazsınız. Olsa olsa, “o sen değilsin” itişmesine varır hadise. Yanlış olanın filanca veya falanca “şahıs” veya “kesim” olmadığı, memlekette siyasi mimarinin yanlış olduğu hususunda uzlaşabilirsek, pekala daha mantıklı bir ortam oluşturabiliriz.
ah, bu hep zaten böyle oluyor diyor ya şair, bu sefer uzun sürdü. Neden bu hep böyle olup uzun sürüyor asıl sorulması gereken bu diye söylüyorsunuz hocam. Sadece muhalefet beceriksizliği olmasa gerek. Halka cahil de demiyoruz, tamam. Çünkü neden cahil sorusu da gizleniyor ve matruşka misali nedenler içiçe geçiyor. Matruşkayı açarak ya da açmayarak neden ah bu hep zaten böyle oluyor hocam. “Benim de dediğim olmasın senin de ama hep birlikte buna katlanabileceğimiz bir ortam olsun diyorsunuz” bu bir ütopya mı bu ortama doğru yaklaşabilen ülkeler toplumlar var mı, oldu mu? Nasıl olur da olur?