Canikligil

Yaşadığımız şu şartlar altında gözaltına alınmış biri hakkında olumsuz şeyler söylemek hiç hoş değil.
Ama…
Canikligil bir programda “Taksiye biniyorum şimdi, alt sınıftan biri var,” demiş. “Yılışık bir sırıtışla ‘reis’ diyor, küçücük aklıyla.” Devam edeceğiz ama aklımızda tutmamız gereken terimleri işaretleyerek gidelim, “alt sınıf” ve “küçücük aklı”.
Şöyle devam etmiş, “Şunu fark ettim, herif aslında benden nefret ediyor. Şunu diyor aslında, ‘sen okumuşsun, etmişsin ama benim adamım seni yönetecek’”. Eh, beni bilenler biliyor, belki yüzlerce defa yazdım, söyledim, adamlar reisi sevdiklerinden değil, sizden nefret ettiklerinden bu tercihlerde bulunuyor. Herhalde beni okuyup dinleyenler arasında “acaba” diyenler, meseleye bir de böyle bakmayı deneyenler olmuştur. Ama itiraz edenlerin hemen hepsi “ne diyorsun lan sen, değişik” edasıyla karşıladılar benim söylediklerimi. Canikligil’in “nihayet” gerçeği fark etmesi onun adına olumlu bir puan yani, “üst sınıftan”, “kocaman akıllı” bir yığın zevzeğin hâlâ fark etmediklerini hesaba katarsak. Esasen üst sınıftan kocaman akıllı bir yığın zevzeğin herhangi bir şeyi “fark edebilecek” organlarının olmadığını yıllar önce, pek de istemeyerek kabul ettiğimi de söylemem gerekiyor.
Canikligil “bir şeyi”, “nihayet” fark etmiş ama…
Şöyle devam etmiş, “Peki, adamın nereye getirdi seni? Sen hep taksicisin, ne değişti senin hayatında?” Şimdi beyimiz üst sınıftan ve kocaman akıllı ya, o kocaman aklıyla akıl yürütüyor, “madem ‘senin’ adamın, senin hayatını değiştirmesi lazımdı.” Mesela ne olmalıydı taksici? Taksicinin bir seçimde şu değil de bu tercihi yapması onu taksici olmaktan çıkarıp mesela profesör kadrosuna atanmış biri yapabilir mi? Veya bir holdingin CEO’su olmasını sağlayabilir mi? Ne değişebilir taksicinin hayatında şu iktidar değil de bu iktidar gelirse?
Kocaman akıllı Canikligil’in aklı bu işte. Hâlbuki küçücük akıllı taksici biliyor seçeneklerinin “taksici veya profesör” veya “taksici veya CEO” olmadığını. “Canikligil’in canının yandığı bir dünyada taksici olmak” ile “Canikligil’in kayıtsızca keyif sürdüğü bir dünyada taksici olmak” arasında tercih yapıyor adam. Bu basit şeyi kavramak için bunca yıl acı çekmesi gerekmiş olan Canikligil’in aklı kendisine kocaman görünüyor ama bana pek öyle kocamanmış gibi görünmüyor. Taksicinin aklı ise… Hiç hoş neticeler doğurmasa da akla benzeyen bir şey.
Böyle düşünüyordum ve küçücük akıllarını kocaman zannedenlerin zücaciye dükkânındaki fil gibi dolaşıp durmalarına, âleme akıl vermekteki şımarıklıklarına ifrit oluyordum. Ama Canikligil orada durmamış, “Tek söylemek istediğim şey var, execute order 66” diye devam etmiş. Taksicilere de içerliyordum ama birden aydınlandım. Adamlar meğerse itlaf edilmek ile edilmemek arasında tercih yapmak zorundalarmış.
Ne diyeyim!
Özetleyeyim.
Aptalsınız. Apaçık bir gerçeği idrak etmeniz onlarca yıl alıyor veya onlarca yıl sonunda bile idrak edemiyorsunuz. Ama kendinizi çok akıllı zannediyor, sizin gibilerin “tahlil” niyetine orta yere pislediği şeyleri sakız gibi çiğneyip durmayı da akıllı olmanızın delili olarak görüyorsunuz.
Aptalsınız. Seçimde kullandığınız bir reyin sizin hayatınızı değiştirmediğini kendi yaşadıklarınızdan bilmeniz gerektiği halde, insanların “oy vereyim de hayatım değişsin” gibi hayaller kurması “gerektiği” gibi saçmalıkları “akıl” zannediyorsunuz.
Kötüsünüz. Elinizde kalan biricik şeyi, taksiciden “üstte” olma hissini muhafaza edebilmek uğruna memleketi/dünyayı yakmaktan sakınmıyorsunuz.
Akıl zannettiğiniz şeyinize execute order 66 gelivermesi hakkında ise, dilimin ucuna gelenleri söylemeyeyim.
Pervasız Canikligiller bu tarafta bolca var doğru, fakat halktan nefreti ve iğrenmeyi bu kadar aleni gerçekleştiren canikligiller sadece bu tipolojideki canikligiller midir? Mevcut muktedirlerin içerisindeki Canikligil tipolojisi, iğrenmeden kötüsünü hissettiren mevcut rejimin elitleri neden bu demografide aynı seviyede reaksiyonları yaratmıyor? Taksici günde 1 tane fransız liseli pervasız ukala yüksek kafalı Canikligil tiplemesi tarafından aşağılıyorsa günde birkaç kere akpmsi yeni zenginlerin aşağılamasına maruz kalmıyor mudur mesela, Canikligil tiplemesinin kendisini incitmesinin asıl sebebi kendisine benzememesi veyahut farklı türde bir resentment yaratması mıdır
Cemalettin abi 70/80 kuşağı olarak çözümden ziyade herhalde olayı anlasınlar diye tahlil yapmışsın.Bence herkes zaten farkında, kabullenmiş ve kimsenin şikayet ettiği falanda yok. Hala bişeyleri açıklamaya uğraşmak tuhaf geliyor. Sizi seviyorum saygılar
Bu çapta kitlesel bir tutum için “şöyle değil de böyle yapılsaydı” gibi bir şey söylenebilir mi? Bu bir mühendislik problemi değil. Dünyanın hemen her yerinde, toplumların beşte biri civarında bir kesimin sorgulamadan içselleştirmiş olduğu bir tutumdan söz ediyoruz. “E, ne demeye tekrarlayıp duruyorsun” ise derdiniz, cevabım basit: Bildiğim/yapabileceğim başka bir şey yok. Yanlış —olduğunu düşündüğüm— bir teşhis görmüşüm, doğrusunu da keşfettiğimi düşünüyorum, hepsi o. Arkadaşlarınızın zararlı olduğunu düşündüğünüz bir tiryakiliğine şahit olduğunuzda mesela, ona bunu söylemiyor musunuz? Değişmeyeceğini, en azından sizin sözünüzle değişmeyeceğini bildiğiniz halde…
Hayatın ne yapacağına gelince… O zaten üstüne düşeni yaptı/yapıyor. Şimdiki neslin Canikligilleri bizim neslimizinkiler kadar pervasız ve kibirli değiller. Öte yandan taksiciler de bizim gençliğimizdeki gibi değiller, savaş açtılar ve o savaşın içinde yaşıyoruz. Yukarıda dedim, bu bir mühendislik problemi değil, eline tornavida alarak çözülmez, savaşlarla çözülür —eğer çözülürse.
Hocam tamam, vallahi doğru söylüyorsunuz. Tespit cepte, bu tespiti cepte bırakmadan tedavüle nasıl sokarız. Banane onu da sen bil demeyin. Birkaç örnek verebilir misiniz herkese? İtham etmiyor ya da sarkastik davranmıyorum tüm samimiyetimle gündelik hayata dair basit bir kaç örnek rica ediyorum. Çünkü Canikligillerin üstün olduklarının zevkini yaşamaktan vazgeçmeleri uyanmaları önemli bir viraj. Mesela şöyle değil de böyle yapılsaydı gibi örnekler verir misiniz. Mümkün olduğunca somut ve basit. Ya da hayat kendi yolunda gerçek olmayan şeyleri evrilterek olması gerektiği yere getirir evladım da diyebilirisiniz o da bir bilgi… Soru sorma fırsatı tanıdığınz için teşekkürler. Vakit ayırıp cevaplarsanız çok teşekkürler!