Anladığım kadarıyla birileri ABD’ye “operasyon” çekiyor. “Ee, hep ABD mi yapacak” derdim ama, operasyonu çeken de ABD olabilir diye düşündüğümden, dilimi ısırma ihtiyacı hissediyorum. New Orleans’da kiralık bir otomobille yılbaşı kutlayan kalabalığa dalan adamın otomobilinin bagajından IŞİD bayrağı filan çıkması, hiçbir incelik kaygısı taşınmadığını, muhtemel yanlış anlamalara karşı bütün tedbirlerin düşünüldüğünü düşündürtüyor. Akabinde Las Vegas’ta
Başlamadan belirtmem gerekiyor ki, silahların susması, eğer susamıyorlarsa hiç değilse silah seslerinin seyrelmesi, benim açımdan sevindirici. Kimin kazanıp kimin kaybettiği sonraki mevzu. Silahların susması, elbette, insanların ölmeleri ihtimalini azalttığı için önemli. Ancak bu defa da ölüme –veya tersinden hayata– lüzumundan çok mana yüklemiş olmak istemem. İnsanlar yaşar ve ölür. Mesele şu ki silahların susması, insanların
Dünya, fıtratı icabı, öngörülebilir bir yer değildi. Ancak içinde yaşadığımız dönemde tecrübe ediyor olduğumuz öngörülemezlik hali, dünyanın genetik kodundan kaynaklanan öngörülemezlikten bir hayli farklı. Öyle zannediyorum ve uzun süredir de o ekstra öngörülemezliğe işaret edip duruyorum. Bundan kırk yıl öncesinin şartlarında Türkiye Suriye topraklarında bir operasyon yapsaydı, o operasyonun nasıl gelişeceği ve neticeleri hakkında da