Konfeksiyon sektörüne girdiğinde, yanlış hatırlamıyorsam İGS, her bedene, her bütçeye, her zevke hitap eden ürünleri olduğu iddiasını, “pantolon uyduramadık, gömlek verelim” sloganlı bir kampanyayla tanıtmıştı. “Rakiplerimiz pantolon uyduramadıklarında size gömlek teklif ediyorlar ama bizde öyle şey olmaz” babından… Türkiye’de siyasetçiler, siyaset uyduramadıklarında, ellerinden geldiği ölçüde yargı ve güvenlik güçleriyle “açığı telafi etmeye” gayret ettiler. Tek
Dün demeye çalıştım ki, esas olan kimin, kiminle, nasıl etkileşim içinde olduğu, bu bağlantıların hangi muhteva üzerinden kurulduğu değil. Önceki gün Hasan Cemal, T24’te, Thatcher’la bir hatırasını anlattı. Çiller’in Yeniköy’deki yalısında Thatcher’a “Madam Thatcher, bu sözleriniz bana fazla milliyetçi geldi” demiş. O da “Genç adam, şunu iyi bil, milliyetçilik bu çağın gerçeğidir” diye cevap vermiş.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanının başkanlığındaki heyet, Ankara’da ABD Başkan Yardımcısının başkanlığındaki heyetle müzakerelerde bulunup bir mutabakata varıyor. Müzakere edilen mevzu Suriye’de geçiyor. Mevzuun tarafları TSK ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu denen tuhaf oluşum ile Suriye Kürtleri. Bütün bu olup biteni normal karşılıyorsanız, “kim kazandı, kim kaybetti” veya “kim daha az kaybetti” diye düşünmeye geçiyorsanız, “bundan sonra