Ben bilimcilerin hali hakkında yazıp dururken kıyamet başka yerde kopuyormuş. Diyanet İşleri Başkanı bir laf etmiş, Ankara Barosu bir açıklama yapmış, zatı şahanelerinin işaretiyle de Saray ahalisi sahaya inmişler. İyi. Neden iyi? Kemal Can mesela, mevzu hakkında yazdıklarını “devam eden ve yoğunlaşma istidadındaki bu tuzaklı siyasileştirmeye, olgusal değil kavramsal karşılıklar verilmediğinde ise istenen amaç kolayca
Almanlar ve İngilizler, yanlış anlamadıysam, virüsün nüfusun yüzde 60-70’ine bulaşacağını tahmin ediyorlar. Kendi hesabıma —dünyanın mevcut irtibatlılık seviyesini de hesaba katarsak— nüfusun yüzde 20 kadarının zaten enfekte olduğunu, her halükarda en az yüzde 40’ına er veya geç bulaşacağını tahmin ediyorum. Eğer enfekte olan her yüz kişiden biri ölürse, kabaca 30 milyondan fazla ölüm manasına geliyor
Hikâyenin gerçekliğin ne kadarını yansıttığını bilmiyorum ama rivayet odur ki, Çanakkale Savaşının lojistiğini başarıyla yöneten Behiç’e Milli Mücadelenin de lojistiği emanet edilir. Behiç vazifesini layıkıyla yerine getirir lakin… Yönettiği demiryollarında çok sayıda Ermeni ve Rum, yani gayrimüslim çalışmaktadır ve bu hal de İsmet’i rahatsız eder. İsmet otoritesini kullanarak Behiç’in alanına tecavüz eder, gayrimüslimleri görevden uzaklaştırır.