Dün mahkemeden İmamoğlu’nu siyasi yasaklı duruma düşürebilecek karar çıktı. Kendi bakış açımı sıcağı sıcağına Serbestiyet’te yazdım. Sonra da Celal’le konuştum. O videonun altına gelen bazı sorulara ve cevap vermek, o sorulara kaynaklık ettiğini düşündüğüm kavrayışlar hakkında akıl yürütmek için de aşağıdakileri yazmaya karar verdim. Son zamanlarda pek yazmadığım uzunlukta bir yazı olacak herhalde. İlk olarak
Nihal Bengisu Karaca, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun vefatının ardından yükselen şirretleşmenin üzerine bir yazı yazmış. Yazının sonuna gelene kadar, hani kendimi biraz —tamam, biraz çokça— zorlarsam hanımefendi ile nihayet bir hususta mutabık kalacakmışız gibi hissettim. Bahsettiğim son şöyle: “Bir arkadaşım şöyle yazmış: ‘Biz de bu laikçi muhaliflerin sevdiği herkesi sevmiyor, hürmet etmiyoruz, ama hayatlarını kaybettiklerinde, yahut ölüm
Emekli amiraller bir bildiri yayınlamış, malumunuz. AKP cenahı gürlemiş, “vay darbeciler, darbe seviciler” filan makamında… Karşı cenahta da “yine bir mağduriyet buldular” edebiyatı… Ve Bahçeli de topa tam kendisinden beklenen yerden girmiş: “Derhal rütbeleri sökülsün, emeklilik hakları ellerinden alınsın”. Bir yandan da soruşturma başlatılmış. Filan. Birkaç gün geri sarıp oradan başlayayım. Gergerlioğlu tutuklanmasını bir tür