Meselenin basit arızalardan ibaret olmayıp protokollerin çökmesinden kaynaklandığını anladığımızda, anlayanlarımızın biri —veya bir kaçı bir araya gelerek— problemlerimizi çözebilecek mi? Elbette hayır. Protokollerin tanımı icabı hayır. Dünkü metafora dönecek olursak, 220 volt üzerinde mutabakat sağlanmış bir sistemde, şurada üretilen ve satın aldığınız bir cihaz 110 voltta çalışacak biçimde tasarlanmış, bu arada filanca sokağa 300 volt
Daha önce de işaret etmiş olmalıyım… Yanlış hatırlamıyorsam “Annemi, Kız Kardeşimi, Erkek Kardeşimi Katleden Ben, Pierre Riviere”nin bir yerinde Foucault, kitabın ana akışı için bir mana taşımayan bir ayrıntı verir. 19. Yüzyıldayız. Fransa dünyanın ikinci büyük gücü ve en zengin ikinci ülkesi. O Fransa’da, bir ahşap masa ve biri kırık dört sandalyeden ibaret bir mirasın ciddi
Yıldıray Oğur 2004’teki hızlandırılmış tren kazasının soruşturmasının serencamı üzerinden, yerli ve milli iktidarımızın iş yapış tarzını özetlemiş (http://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/sorusturmanin-sonucu-tespit-edilememistir-8674). “Bunlar satılmış, gayrımilli, vatandaşın zamanına saygıları yok, biiiz, trenleri hızlandırırız bi güzel” deyip yola çıkarsın, tren raydan çıkınca üç beş garibana faturayı çıkarır… Mevcut iktidarımız, dünyayı Con Ahmet’in devridaim makinesi gibi görüyor. Trenlerin hızlandırılması, petrol bulunması, otomobil
Bahçeli, “dağdan kestim kereste / kuş besledim kafeste” makamındaki şairaneliği ile yine kükremiş ve nihayet demiş ki: Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalı (https://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2018/12/12/bahceli-sari-yeleklilere-ozenen-bedelini-agir-oder/). Korktunuz mu? Bence korkmalısınız, korkmalıyız. İlköğretim dördüncü sınıf seviyesindeki Türkçe ve aritmetik bilgisiyle ve o seviye için bile son derece kifayetsiz olan insanlık bilgisiyle… Oturduğu koltuktan kalkmak zorunda kalırsa bir
Türkiye’de Gezi ve Fransa’da sarı yelekliler… ABD’de Trump’ı, Britanya’da Corbyn’i “ittiren” yığınlar… İçinde yaşadığımız dünya bize bir sağdan, bir soldan… Sağ ve sol deyince başka çağrışımlar giriyor devreye, bir oradan, bir buradan vuruyor gibi görünüyor. Birbirini hiç andırmayan kesimler, birbirini andıran metotlarla bir şeyler söylüyorlar. Nedir Gezi ile sarı yeleklilerin ortak paydası? Gezi’de direnenler ile
Gazete Duvar’da İrfan Aktan, Fransa’daki “sarı yelekliler isyanı” hakkında bir söyleşi yapmış (https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/12/02/alican-tayla-sari-yeleklilerinki-hor-gorulmeye-isyan/). Söyleşinin tamamı “öğretici”. Söyleşinin bir yerinde öğreniyoruz ki, Fransa’da “zor sorulara kolay yanıt üretenler” diye bir deyim kullanılırmış. Deyimi bilmiyordum. Öğrenince, “acaba” dedim, “Türkiye’de zor sorulara kolayından cevap verme hali de Fransa’dan mı ithal”. Kim bilir, belki de özgürlük, eşitlik, kardeşlik fikirleriyle