Fehmi Koru kendi Cumhurbaşkanı adayını açıklamış. Açıklamasına ihtiyaç yoktu, zaten Koru’yu bilen herkesin tahmin edebileceği gibi, Gül’den söz ediyor. “O olmasın” diyenlere de… “Gül gibi” birini bulmamızı da tavsiye etmiş. “Fehmi Koru kimdir” derseniz, başka kimseyi tarif edemeyeceğim kadar sadelikle tarif edebilirim. Aptal numarasına yatarak herkesi aptal yerine koymaktan usanmayan biri. Başkaları da bizi aptal
Başlamadan… Geçende biri Davutoğlu hakkındaki düşüncemi sorduğunda, sorduğu o değildi ama şunu deme ihtiyacı hissettim: Eğer bir yanda Erdoğan öte yanda herhangi biri olsa, ikisinden birini seçmeye mecbursam o herhangi birini seçerim. Ama istisnası var. Eğer o herhangi biri Davutoğlu ise Erdoğan’ı seçerim. Sonra, biraz düşününce, mesela Erdoğan ile Gül arasında tercih yapmak zorunda kalsam
Nişanyan twitter hesabında, anladığım kadarıyla demiş ki (mealen): Erdoğan bir siyasi dehadır. İstanbul seçimini tekrarlattığına göre kazanacağına emindir, çalışacağından şüphe etmeyeceği bir planı vardır —kaybederse kendi koltuğunun sallanacağını biliyordur. O plan, galip ihtimal, Kürt reylerini İmamoğlu’nun arkasından çekmeye matuftur. Kemalist CHP, Kürtçülük suçlamaları karşısında —Kürt düşmanı olduğunu ispatlama gayretiyle— meydanı boşaltacağı için, Erdoğan’ın stratejisi çalışır.
Önceki gün dedim ki, “Erdoğan’a inanıyorlar, dediklerine değil”. Aynı şey değil mi? Değil. Dediklerine inanıyor olsalar, o aynı lafları başkaları dediğinde de inanmaları lazım gelirdi. Dediklerine inansalar, neredeyse aynı gün içinde yüz seksen derece döndüğünde, Erdoğan’ın peşinden ayrılmış olurlardı. Hepimiz —siz, ben, Erdoğan, Erdoğan’dan nefret edenler, Erdoğan’a bayılanlar— biliyoruz ki, defalarca test ettik ki, hal